Translation of "Yaşadı" in Dutch

0.028 sec.

Examples of using "Yaşadı" in a sentence and their dutch translations:

Götürmenin memnuniyetini yaşadı .

Wellington terug te jagen naar de Portugese grens.

Beklentilerimize uygun yaşadı.

Ze voldeed aan onze verwachtingen.

Büyükannem bizimle yaşadı..

Mijn oma woonde bij ons.

Bin Singapurda yaşadı.

Bin woonde in Singapore.

Tom Avustralya'da yaşadı.

Tom woonde in Australië.

Tom orada yaşadı.

- Tom heeft daar gewoond.
- Tom woonde daar.

Sade bir hayat yaşadı.

Hij leefde een eenvoudig leven.

O, orada yalnız yaşadı.

Hij woonde daar helemaal alleen.

O amcasına bitişik yaşadı.

Hij woonde naast zijn oom.

Yetmiş yaşına kadar yaşadı.

Hij werd zeventig jaar oud.

Tom amcasının yanında yaşadı.

Tom woonde naast zijn oom.

- Tom travmatik bir deneyim yaşadı.
- Tom sarsıcı bir olay yaşadı.

Tom had een traumatische ervaring.

- Amcam iki yıl Vaşington'da yaşadı.
- Dayım iki yıl Washington DC'de yaşadı.

Mijn oom heeft twee jaar in Washington D.C. gewoond.

O mutlu bir hayat yaşadı.

Hij had een gelukkig leven.

Tom hapları yutarken zorluk yaşadı.

- Tom had moeite de pillen te slikken.
- Tom vond het moeilijk de pillen te slikken.

O üç yıl Kobe'de yaşadı.

Hij heeft drie jaar in Kobe gewoond.

Tom Mary'den daha uzun yaşadı.

Tom heeft Maria overleefd.

O, mutlu bir hayat yaşadı.

Hij had een gelukkig leven.

Neden o Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşadı?

Waarom heeft hij in de Verenigde Staten gewoond?

Büyükbabam seksen dokuz yaşına kadar yaşadı.

Mijn opa werd 89 jaar.

George burada ne kadar süre yaşadı?

Hoelang heeft Tom hier gewoond?

İtalya'da birkaç yıl boyunca onunla yaşadı.

Hij leefde enkele jaren met haar samen in Italië.

Tom ve Mary her zaman Boston'da yaşadı.

Tom en Maria hebben altijd in Boston gewoond.

Sadece kardeşi Makbule, 1956 yılına kadar yaşadı.

Alleen zijn jongere zus Makbule leefde tot 1956.

Onun büyükannesi seksen sekiz yaşına kadar yaşadı.

Haar oma werd 88 jaar oud.

- Bütün ömrü boyunca orada yaşadı.
- Ömrü orada geçti.

- Hij heeft daar heel zijn leven gewoond.
- Hij woont daar vanaf zijn geboorte.

- Tom uzun yaşadı.
- Tom'un uzun bir ömrü oldu.

Tom leefde lang.

Ama zehrin birazı derisinin altında kaldı, aynı acıyı defalarca yaşadı.

...maar een deel van het gif bleef onder zijn huid... ...en reageerde, waardoor hij steeds opnieuw steken kreeg.

Kerala üst üste iki yıl, bazı bölgelerinde sel baskınları yaşadı.

Voor het tweede jaar op rij overstromingen in Kerela.

- Tom arkadaş edinmekte zorluk çekiyordu.
- Tom arkadaş bulmakta sıkıntı yaşadı.

- Tom maakt moeilijk vrienden.
- Tom maakt moeilijk vriendjes.

- Tom hayatının çoğunu Boston'da geçirdi.
- Tom hayatının çoğu boyunca Boston'da yaşadı.

Tom woonde het grootste deel van zijn leven in Boston.

Kraliyet tarzında yaşadı ve ünlü bir şekilde İspanyol kiliselerini o kadar büyük bir ölçekte yağmaladı ki

Hij leefde in koninklijke stijl en plunderde, zoals bekend, Spaanse kerken op zo'n schaal dat