Translation of "Çin'e" in English

0.006 sec.

Examples of using "Çin'e" in a sentence and their english translations:

Çin'e ulaştım.

I arrived in China.

- Çin'e hoş geldiniz!
- Çin'e hoş geldin!

Welcome to China!

Babam Çin'e gitti.

- My father has gone to China.
- My father went to China.

Japonya, Çin'e yakındır.

Japan is close to China.

Çin'e hiç gitmedim.

I have never been to China.

Babam Çin'e gidiyor.

My father is going to China.

Tom'un işi Çin'e yaptırıldı.

Tom's job was outsourced to China.

Çin'e ne zaman vardın?

When did you arrive in China?

Ben Çin'e gitmek istedim.

I wanted to go to China.

- Çine vardım.
- Çin'e ulaştım.

I arrived in China.

Ah! Babam Çin'e gidiyor.

- Oh! Papa is going to China!
- Oh! Dad is going to China!

Çin'e tatile mi gidiyoruz?

Are we going to China on vacation?

Parti deniz yoluyla Çin'e gitti.

The party went to China by sea.

Çin'e iki yıl önce gittim.

Two years ago I went to China.

Uçak havalandı ve Çin'e uçtu.

The airplane took off and boarded to China.

O, Çin'e gitmek için istekli.

He is eager to go to China.

Bu tarz pişirme Çin'e özgüdür.

This style of cooking is peculiar to China.

- Çin'e son gittiğimde Şangay'ı ziyaret etmiştim.
- Çin'e son kez gittiğimde, Şangay'ı ziyaret ettim.
- Çin'e son gittiğimde, Şangay'ı ziyaret ettim.

The last time I went to China, I visited Shanghai.

Brazilya'dan Çin'e hızlı ve verimli ulaşım;

efficient transportation from Brazil to China;

Ben iki yıl önce Çin'e gittim.

I went to China two years ago.

Yarın Çin'e gitmek için yola çıkıyor.

He's leaving for China tomorrow.

Çin'e son gittiğimde Şangay'ı ziyaret ettim.

The last time I was in China, I visited Shanghai.

Otuz iki Madagascan alimi Çin'e uçuyor.

Thirty-two Madagascan scholars are flying to China.

Çin'e gidene kadar hiç panda görmemiştim.

I had never seen a panda until I went to China.

Çin'e son gittiğimde Şangay'ı ziyaret etmiştim.

The last time I went to China, I visited Shanghai.

İlki 1,4 milyar insanın Çin'e "Evim" demesi.

The first is the 1.4 billion people that call China home.

Babam Çin'e gitti. O şimdi burada değil.

- Dad's gone to China; he isn't here now.
- My father has gone to China. He isn't here now.

Eğer bir vizen varsa sadece Çin'e gelebilirsin.

You can only come to China if you’ve got a visa.

Bu ikinci kez Çin'e tek başıma gittim.

This is the second time I have arrived in China on my own.

Hong Kong 1997'de Çin'e geri verildi.

Hong Kong was returned to China in 1997.

İslam Çin'e ilk olarak 7nci yüzyılın ortalarında ulaştı.

Islam first reached China about the middle of the 7th century.

ABD'nin Çin'e ihraç ettiği başlıca ürün soya fasülyesiydi.

The top U.S. export to China was soybeans.

Okinawa'nın Çin'e Honshu'dan daha yakın olduğunun farkında mısın?

Are you aware that Okinawa is closer to China than to Honshu?

Kışın veya hemen sonrasında Çin'e bir gezi yapmayı planlıyorum.

I plan to make a trip to China during or soon after the winter.

Amerikalıların Çin'e seyahat etmeleri için bir vizeye ihtiyaçları var.

Americans need a visa to travel to China.

İddia edildiğine göre, bir zamanlar babası Çin'e ihanet etti.

Supposedly, his father once betrayed China.

- O bulut Çin'e benziyor.
- O bulut Çin gibi görünüyor.

That cloud looks like China.

Amerikan şirketleri fabrikalarını Çin'e taşımadan çok önce, Renault ve Michelin

way before American companies started moving their factories to China, Renault and Michelin

Japonya, Çin'den hammadde ithal eder ve Çin'e hazır ürün ihraç eder.

Japan imports raw materials from China and exports finished products to it.

Çin'e gidersem, bu mümkün olduğu kadar çok Çince konuşmak amacıyla olurdu.

If I go to China, it would be for the purpose of speaking Chinese as much as possible.

O yılın yaz aylarında daha fazla Japon askeri Çin'e hareket etti.

In the summer of that year, more Japanese troops moved into China.

Kışın ya da kısa bir süre sonra Çin'e bir gezi yapmayı planlıyoruz.

I plan to make a trip to China in the winter or soon after.

O ve Çin'e giden bir meslektaş daha sonra Yeni Ahit'i Çince'ye çevirdi.

He and a colleague who went to China later translated The New Testament into Chinese.

Ya demek ki bu adamlar bir şeyi yanlış yapmış. Doğru yapan ülkelere bir bakalım. Çin'e Güney Kore'ye...

It means that these guys have done something wrong. Let's take a look at the countries that do it right. To China, To South Korea ...