Translation of "çıkmayacak" in English

0.003 sec.

Examples of using "çıkmayacak" in a sentence and their english translations:

Tom çıkmayacak.

Tom isn't going to quit.

Tom odasından çıkmayacak.

Tom won't come out of his room.

O ortaya çıkmayacak.

It won't come up.

Bu tıpa çıkmayacak.

- This cork will not come out.
- This cork won't come out.

Tom buradan çıkmayacak.

Tom isn't going to get out of here.

Tom asla hapisten çıkmayacak.

Tom will never get out of prison.

Bu leke asla çıkmayacak.

This stain will never go out.

Tom'la tekrar çıkmayacak mısın?

Aren't you going to go out with Tom again?

Tom asla hapishaneden çıkmayacak.

Tom is never going to get out of prison.

Leyla asla tesettürden çıkmayacak.

Layla will never remove her hijab.

Tom bu yıl tatile çıkmayacak.

- Tom isn't going to take a vacation this year.
- Tom won't take a vacation this year.

Bundan iyi bir şey çıkmayacak.

Nothing good will come out of this.

İnşallah, hiç kimse karşı çıkmayacak.

Hopefully, no one will object.

Sami, iyileşmek istiyorsa yataktan çıkmayacak.

Sami has to stay in bed if he wants to recuperate.

Leyla asla yeniden tesettürden çıkmayacak.

Layla will never remove her hijab again.

Tom gerçekten bu yağmurda dışarıya çıkmayacak, değil mi?

Tom isn't really going out in this rain, is he?

14 gün boyunca hiç kimse ama hiç kimse evinden çıkmayacak

No one but no one will leave their house for 14 days

- Ondan iyi bir şey çıkmayacak.
- Ondan iyi bir şey gelmeyecek.

Nothing good will come out of it.