Translation of "çalkantılı" in English

0.002 sec.

Examples of using "çalkantılı" in a sentence and their english translations:

Bunlar çalkantılı zamanlar.

These are turbulent times.

Avrupa tarihinin çalkantılı bir döneminden geliyor .

known as the ‘Dark Ages’.

Zeitgeist felsefesiyle olan çalkantılı ilişkimi düşününce...

given my equally shaky relationship with the zeitgeist ...

çok zorlu ve çalkantılı bir gün olduğunu hatırlıyorum.

and I remember it was a very rough day, very turbulent.

- Tom'un geçmişi iniş ve çıkışlarla dolu.
- Tom'un çalkantılı bir geçmişi var.

Tom has a checkered past.