Translation of "çalmasına" in English

Islık çalmasına izin verme.

Don't let him whistle.

Alarm çalmasına rağmen uyanamadım.

Although the alarm rang I failed to wake up.

Onun piyano çalmasına izin vermeyin.

Don't let him play piano.

Tom Mary'nin gitarını çalmasına izin verdi.

Tom let Mary play his guitar.

Tom, Mary'nin mücevherleri çalmasına yardımcı oldu.

Tom helped Mary steal the jewels.

Tom, Mary'nin gitarını çalmasına izin verdi.

Tom allowed Mary to play his guitar.

"Tom'un birkaç araba çalmasına yardımcı olmayı planlıyorum." "Bu akılsızca olur."

"I plan to help Tom steal some cars." "That would be unwise."

Tom akşam 10.00'dan sonra Mary'nin piyano çalmasına hiç izin vermedi.

Tom never permitted Mary to play the piano after 10:00 p.m.

Telefonu açıkça çalmasına rağmen, Tom onu masada bıraktı ve ona cevap vermedi.

Even though his phone was obviously ringing, Tom left it on the table and didn't answer it.