Translation of "ötesi" in English

0.007 sec.

Examples of using "ötesi" in a sentence and their english translations:

Ses ötesi dalgada.

Ultrasound.

Tom normal ötesi olaylara inanıyor.

Tom believes in paranormal phenomena.

Ve ancak kanıtlar ile hakikat ötesi dünyadan

And only with evidence can we move from a post-truth world

- Bu gülünç ötesinde.
- Komik ötesi bir durum.

This is beyond ludicrous.

Kelebekler mor ötesi ışın kullanarak iletişim kurabilirler.

Butterflies can communicate using ultraviolet signals.

Ve hakikat ötesi bir dünyada yaşadığımızı kabul etmemiz

And the recognition that we now live in a post-truth world

- Bu ihtilaf ötesi.
- Bu su götürmez bir şey.

This is beyond dispute.

Neredeyse süper ötesi geleceğine peleriniyle uçarak süzülen bir kahraman.

and would practically wear a cape flying into her superhero future.

Güneş kremi mor ötesi ışıkları yansıtan ya da emen kimyasallar içerir.

Sunblock contains chemicals that can reflect or absorb the ultraviolet light.

Akira Asada tarafından yazılan " Yapı ve Güç- Göstergebilimin ötesi" ni okudunuz mu?

Have you read "Structure and Power - Beyond Semiotics" by Akira Asada?

Daha büyük kilise organları insanların duymadığı vücutlarında titreşim olarak hissettiği ses ötesi kullanıyor.

The larger church organs use infrasound, which people do not hear, but feel as vibrations in their bodies.

Bir gün beni takip ediyordu. Ve bir ahtapotun seni takip etmesi inanılmaz ötesi bir şey.

One day, she was following me. And that's the most incredible thing, is to be followed by an octopus.

- Tom, çoğu insanı başarıyla paranormal güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom, çoğu insanı başarıyla normal ötesi güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom, çoğu insanı paranormal güçleri olduğuna başarıyla ikna etti.
- Tom, paranormal güçleri olduğuna çoğu insanı başarıyla ikna etti.
- Tom, çoğu kişiyi başarıyla paranormal güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom, çoğu kişiyi başarıyla normal ötesi güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom, birçok kişiyi başarıyla normal ötesi güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom, birçok kişiyi normal ötesi güçleri olduğuna başarıyla ikna etti.
- Tom, normal ötesi güçleri olduğuna birçok kişiyi başarıyla ikna etti.

- Tom successfully convinced many people that he possessed paranormal powers.
- Tom successfully convinced many people he possessed paranormal powers.