Translation of "övünür" in English

O arabasıyla övünür.

She boasts of her car.

O, kendi eğitimiyle övünür.

He boasts of his education.

O, iyi yüzebilmesiyle övünür.

He boasts that he can swim well.

Herkes kendi yaptığıyla övünür.

Every fox praises its tail.

Tom kesinlikle çok övünür.

Tom certainly brags a lot.

O, her zaman şansıyla övünür.

She always boasts of her luck.

O, hep akademik geçmişiyle övünür.

She always prides herself on her academic background.

Okul güzel bir yüzme havuzuyla övünür.

The school boasts a fine swimming pool.

O, yemek pişirmede iyi olmakla övünür.

She boasts that she's good at cooking.

Bill kendi büyük arabasıyla komşularına karşı övünür.

Bill boasts of owning the biggest car in the neighborhood.

Benimle ne zaman karşılaşsa arabası hakkında övünür.

Every time he meets me, he brags about his car.

Ne kadar iyi yemek pişirdiği hakkında övünür.

She brags about how well she can cook.

Bu kasaba büyük bir halk kütüphanesiyle övünür.

This town boasts a large public library.