Translation of "Alın" in English

0.010 sec.

Examples of using "Alın" in a sentence and their english translations:

Önleminizi alın

Take your precaution

Çantanızı alın.

Pick up your briefcase.

Tom'u alın.

Get Tom.

Önlemler alın.

Take precautions.

İlacınızı alın.

Take your medicine.

Haplarınızı alın.

Take your pills.

Kürdanınızı alın.

Take your pick.

Eşyalarınızı alın.

Get your things.

Oradakini alın.

Take that one there.

Bunu alın!

- Take this.
- Take this!

Kaptanı alın

Get the captain.

Duş alın.

Take a shower.

Atlarınızı alın.

Get on your horses.

Yerlerinizi alın.

Get in your places.

Buyurun alın.

Help yourself.

Komutayı alın.

- Take over.
- Take command.

Not alın.

Take notes.

Ağırdan alın.

- At ease.
- Take your time.
- Pace yourselves.

- Nefes alın.
- Soluk alın.
- Nefesinizi çekin.

Breathe in.

Şapkanızı önünüze alın

Put your hat in front of you

Lütfen birini alın.

Please take one.

Lütfen pizza alın.

Please help yourself to the pizza.

Lütfen kek alın.

Please help yourself to the cakes.

Kamuoyunu dikkate alın.

Heed public opinion.

Bizi buradan alın.

Get us out of here.

Tavayı ateşten alın.

Take the pan off the fire.

Bana gazete alın.

Get me the newspaper.

Lütfen salata alın.

Please help yourself to the salad.

Bize pil alın.

You buy us batteries.

Biraz kahve alın.

Have some coffee.

Benim tüfeği alın.

Get my rifle.

İstediğiniz kadar alın.

- Take as much as you want to.
- Take as much as you want.

Bana detayları alın.

Get me the details.

İdareyi ele alın.

Take command.

İhtiyacınız kadar alın.

Take as much as you need.

Lütfen işi alın.

Please take the job.

Alabiliyorken onları alın.

Get them while you can.

Onu satın alın!

Buy it!

Kürekleri alın çocuklar.

Grab the shovels, boys.

Burnunuzdan nefes alın.

Breathe through your nose.

Tom'un tavsiyesini alın.

Get Tom's advice.

Onların silahlarını alın.

Get their weapons.

Bir kaşık alın.

Grab a spoon.

Bir lokma alın.

Take a bite.

Bu broşürü alın.

Take this brochure.

Derin nefes alın

Inhale deeply,

Burada, ceketimi alın.

Here, take my coat.

Bodruma sürahi alın.

Take the jug to the cellar.

- Geliyor!
- Siper alın!

Incoming!

Karnınızdan nefes alın.

Breathe from your belly.

- Garaj kapısını güvenceye alın.
- Garaj kapısını sağlama alın.

Secure the garage door.

Nefes alın ve yükselin.

Breathe and rise.

Kendinize bir içki alın.

Help yourself to a drink.

Daha fazla kurabiye alın.

Help yourself to more cookies.

Lütfen biraz biküvi alın.

Please have some cookies.

Alabiliyorken hayattan zevk alın.

- Enjoy your life while you are able to.
- Enjoy your life, while you can.

Biletinizi gişede alın lütfen.

Please pick up your ticket at the counter.

İstediğiniz elbiseyi satın alın.

Buy the dress you want.

Yanınıza birkaç peçete alın.

Take some napkins with you.

Lütfen burnunuzdan nefes alın.

Please breathe through your nose.

Tam hızda yol alın!

Move forward at full speed!

Tam sürümü satın alın.

Buy the full version.

Belki o alın yazısıdır.

- Maybe it is destiny.
- Maybe it's destiny.

Derin bir nefes alın.

Breathe in deeply.

Tom'u gözümün önünden alın.

Get Tom out of my sight.

Bir parça kek alın.

Help yourself to a piece of cake.

Ne istiyorsanız onu alın.

Help yourself to whatever you like.

Raftan bir kitap alın.

Take a book from the shelf.

Bu çöpü burada alın.

Take this junk out of here.

İstediğiniz herhangi birisini alın.

Take whichever one you like.

Lütfen biraz pasta alın.

Please have some pie.

Kitapları masadan alın, lütfen.

Take the books away from the table, please.

Lütfen biraz mandalina alın.

Please buy some tangerines.

Sadece bunları satın alın.

Just buy those.

Burası karışacak, vaziyet alın.

- There's going to be trouble here. Be on guard.
- This is gonna get bad. Brace yourselves.
- Brace yourselves. This is gonna get bad.

Akşam için ceket alın.

Bring a jacket for the nights.

Bu kuralda, gazetecileri örnek alın.

In this case, take a cue from journalists.

O güzel yolculuğun resmini alın.

Have that picture of that great trip.

Öğrenci borcunuzu ödeyişinizin resmini alın.

Have the picture of you paying down your student debt.

Kumandayı alın, bir karar vermelisiniz.

Pick up your remote control, you gotta make a decision.

Biri ararsa, onun numarasını alın.

If anybody calls, get his number.

Lütfen ikinci bir porsiyon alın.

Please have a second helping.

Unutmadan önce, onu not alın.

Write it down before you forget it.

Lütfen kitabınızı bu masadan alın.

Please take your book off this table.

Lütfen benim için not alın.

Please take a message for me.

Lütfen dinlenin ve ağırdan alın.

Please relax and take it easy.

Bu kitabı benim için alın.

Get that book for me.

Hoşlandığınız herhangi bir elbiseyi alın.

Buy any dress you like.

Eğer bedavaysa, alabildiğiniz kadar alın.

If it's free, get as much as you can.

Lütfen Tom Jackson'ı telefona alın.

Please get Tom Jackson on the phone.