Translation of "Arkadaşıyla" in English

0.007 sec.

Examples of using "Arkadaşıyla" in a sentence and their english translations:

O, arkadaşıyla barıştı.

- She became reconciled with her friend.
- She reconciled with her friend.

O, arkadaşıyla tokalaştı.

He shook hands with his friend.

Arkadaşıyla alışverişe gitti.

She went shopping with her friend.

Peter, arkadaşıyla yaşıyor.

Peter lives with his friend.

Bankta arkadaşıyla oturuyordu.

He was sitting on a bench with his friend.

Onun arkadaşıyla çalışıyorum.

I work with her boyfriend.

Sami arkadaşıyla konuşuyordu.

Sami was talking to his friend.

- Kentaro, arkadaşıyla Kyoto'da kalıyor.
- Kentaro, arkadaşıyla birlikte Kyoto'da kalıyor.

Kentaro is staying with his friend in Kyoto.

Mary, arkadaşıyla mücadele ediyor.

Mary is fighting her friend.

O, bankta arkadaşıyla oturuyor.

He was sitting on a bench with his friend.

O erkek arkadaşıyla yaşıyor.

She lives with her boyfriend.

Tom çikolatasını arkadaşıyla paylaştı.

Tom shared his chocolate bar with his friend.

Onun erkek arkadaşıyla çalışıyorum.

I work with her boyfriend.

Yolda bir arkadaşıyla karşılaştı.

He encountered a friend on the road.

O bir arkadaşıyla tatilde.

She's on holiday with a friend.

Tom bir arkadaşıyla geldi.

Tom came with a friend.

Tom kız arkadaşıyla birlikte.

Tom is with his girlfriend.

Tom'un bir arkadaşıyla tanıştım.

I met a friend of Tom's.

Tom oda arkadaşıyla yaşıyor.

Tom lives with a roommate.

şehre giderek askerlik arkadaşıyla karşılaştı

went to the city and met his military friend

O, iki arkadaşıyla birlikte geldi.

He came with two pals.

Ama o arkadaşıyla futbol oynuyor.

- But he plays soccer with his friend.
- But he's playing football with his friend.

Tom partiye kız arkadaşıyla geldi.

Tom showed up at the party with his girlfriend.

Tom bir arkadaşıyla Boston'da kalıyor.

Tom is staying with a friend in Boston.

Tom kız arkadaşıyla kavga etti.

Tom had a fight with his girlfriend.

Tom'un kız arkadaşıyla tanıştın mı?

Have you met Tom's girlfriend?

O, arkadaşıyla seyahat etmeye gitti.

She went travelling with her friend.

Tom beni oda arkadaşıyla tanıştırdı.

Tom introduced me to his roommate.

Mary erkek arkadaşıyla birlikte taşındı.

Mary moved in with her boyfriend.

Tom kız arkadaşıyla birlikte taşındı.

Tom moved in with his girlfriend.

Mary erkek arkadaşıyla birlikte oradaydı.

Mary was there with her boyfriend.

Mary erkek arkadaşıyla ayrılmayı planlıyor.

Mary plans to break up with her boyfriend.

Tom kız arkadaşıyla alışverişe gitti.

Tom went shopping with his girlfriend.

Tom'un kız arkadaşıyla hiç tanışmadım.

I've never met Tom's girlfriend.

Steve Jobs o arkadaşıyla 1974 yılında

Steve Jobs with his friend in 1974

Filozof Sokrates hapishanede arkadaşıyla ölümü tartıştı.

The philosopher Socrates discussed death with his friends in prison.

Tom'un eski kız arkadaşıyla sohbet ettim.

I talked to Tom's old girlfriend.

Tom'un kız arkadaşıyla hiç tanıştın mı?

Have you ever met Tom's girlfriend?

Kız kardeşim lise sınıf arkadaşıyla evlendi.

My sister married her high school classmate.

Tom'un yeni kız arkadaşıyla tanıştın mı?

Have you met Tom's new girlfriend?

Bu sabah Tom'un bir arkadaşıyla tanıştım.

I met a friend of Tom's this morning.

Tom Mary'nin erkek arkadaşıyla ayrıldığını bilmiyordu.

- Tom didn't know that Mary had broken up with her boyfriend.
- Tom didn't know Mary had broken up with her boyfriend.

Tom dün Mary'nin birkaç arkadaşıyla tanıştı.

Tom met a few of Mary's friends yesterday.

Tom partiye yeni kız arkadaşıyla geldi.

Tom showed up at the party with his new girlfriend.

Geçen Haziran Yumiko, bir çocukluk arkadaşıyla evlendi.

Yumiko married a childhood friend last June.

Çocuk, korkak olduğu için, arkadaşıyla alay etti.

The boy mocked his friend for being a coward.

Tom bir grup iş arkadaşıyla dışarı çıktı.

Tom went out with a group of co-workers.

Mary bir arkadaşıyla tekerlekli paten kaymaya gitti.

Mary went rollerskating with a friend.

Sami'nin kız arkadaşıyla olan ilişkisinin gelgitleri vardı.

Sami's relationship with his girlfriend was up and down.

Mary yeni erkek arkadaşıyla bizi ziyarete geldi.

Mary came to visit us with her new boyfriend.

Ders başladıktan sonra bile arkadaşıyla konuşmaya devam etti.

She went on talking to her friend even after the class began.

Tom her öğleden sonra kız arkadaşıyla kafeteryada buluşur.

Tom meets his girlfriend at this coffee shop every afternoon.

Babası neredeyse onun erkek arkadaşıyla seks yaptığını yakalıyordu.

Her father nearly caught her having sex with her boyfriend.

Tom Mary'nin bir iş arkadaşıyla flört ettiğini gördü.

Tom saw Mary flirting with a coworker.

Mary Tom'un bir iş arkadaşıyla flört ettiğini gördü.

Mary saw Tom flirting with a coworker.

Tom bir iş arkadaşıyla ateşli bir ilişki yaşadı.

Tom had a torrid affair with a coworker.

Onun kendisinin en iyi arkadaşıyla çıktığını tespit etti.

He discovered that she had dated his best friend.

Tom Mary'nin onun en iyi arkadaşıyla flört ettiğini keşfetti.

Tom discovered that Mary had dated his best friend.

Parkta yapılan yürüyüş sırasında o, kazara eski arkadaşıyla karşılaştı.

During a walk in the park she accidentally met her old friend.

Fadıl eski arkadaşıyla romantik bir ilişki içinde olmadığını söyledi.

Fadil said that he wasn't in a romantic relationship with his ex.

Onu kız arkadaşıyla görmek beni kötü bir ruh haline soktu.

Seeing him with his girlfriend puts me in a bad mood.

- Erkek arkadaşından ayrılmayı planlıyor.
- O erkek arkadaşıyla ilişkiyi bitirmeyi planlıyor.

She plans to break up with her boyfriend.

Tom'un yeni kız arkadaşıyla orada olacak olması beni rahatsız etmez.

It doesn't bother me that Tom is going to be there with his new girlfriend.

- Onun sevgilisi hakkında neler biliyorsun?
- Kız arkadaşıyla ilgili ne biliyorsun?

What do you know about his girlfriend?

Mary kıskançtır ve başka kızlar onun erkek arkadaşıyla konuştuğunda deli olur.

Mary is jealous and she gets mad when other girls talk to her boyfriend.

- Tom kız arkadaşından ayrılmayı planlıyor.
- Tom kız arkadaşıyla ilişkiyi bitirmeyi planlıyor.

Tom plans to break up with his girlfriend.

- O kız arkadaşından ayrıldıktan sonra evin etrafında amaçsızca dolaştı.
- O, kız arkadaşıyla ilişkiyi bitirdikten sonra evin etrafında amaçsızca dolaştı.

After breaking up with his girlfriend he moped around the house for a whole month.