Translation of "Bırakmamasını" in English

0.007 sec.

Examples of using "Bırakmamasını" in a sentence and their english translations:

- Tom'a kapısını açık bırakmamasını söyledim.
- Tom'a kapısını kilitlenmemiş bırakmamasını söyledim.

I told Tom not to leave his door unlocked.

Tom Mary'den işini bırakmamasını istedi.

Tom asked Mary to not quit her job.

Ona işini bırakmamasını rica etti.

She asked him to not quit his job.

Ona onu yalnız bırakmamasını rica etti.

She asked him not to leave her alone.

Ona ipi bırakmamasını söyledim ama bıraktı.

I told her not to let go of the rope, but she did.

Tom'a ipi bırakmamasını söyledim ama bıraktı.

I told Tom not to let go of the rope, but he did.

Tom'un kapısını açık bırakmamasını tavsiye ettim.

I advised Tom not to leave his door unlocked.

Tom'a kapısını açık bırakmamasını tavsiye ettim.

I advised Tom to not leave his door opened.

Tom'a bunu yapmayı bırakmamasını tavsiye ettim.

I've advised Tom not to stop doing that.

Tom Mary'den onu yalnız bırakmamasını rica etti.

Tom asked Mary not to leave him alone.

Tom Mary'ye kapıyı açık bırakmamasını tavsiye etti.

Tom advised Mary not to leave her door unlocked.

Tom'a geceleyin pencerelerini açık bırakmamasını tavsiye ettim.

I advised Tom not to leave his windows open at night.

Tom, Mary'ye kapısını açık bırakmamasını tavsiye etti.

Tom advised Mary not to leave her door open.

Tom Mary'ye pencereleri gece açık bırakmamasını tavsiye etti.

Tom advised Mary not to leave her windows open at night.

O, onlar fakir ve paraya ihtiyacı olduğu için işini bırakmamasını istedi.

She asked him to not quit his job because they were poor and needed the money.