Translation of "Bildi" in English

0.008 sec.

Examples of using "Bildi" in a sentence and their english translations:

Tom bildi.

Tom knew.

Adımı nasıl bildi?

How did he know my name?

Tom kuralları bildi.

Tom knew the rules.

Tom bildi mi?

Did Tom know?

Tom adlarımızı bildi.

Tom knew our names.

Tom nasıl bildi?

How did Tom know?

O zorlukları aşmasını bildi.

He made his way through difficulties.

Tom onu nasıl bildi?

How did Tom know that?

Tom bunun hakkında nasıl bildi?

- How did Tom know about this?
- How did Tom find out about that?

Tom onun hakkında nasıl bildi?

How did Tom know about that?

Burada olacağımı Tom nasıl bildi?

- How did Tom know I was going to be here?
- How did Tom know that I was going to be here?

Tom bunun olacağını önceden bildi.

Tom predicted this would happen.

Tom burada olduğumu nasıl bildi?

- How did Tom know I was here?
- How did Tom know that I was here?

Tom onu yapacağını nasıl bildi?

- How did Tom know you were going to do that?
- How did Tom know that you were going to do that?

Tom piyanoyu çalabileceğini nasıl bildi?

- How did Tom know you could play the piano?
- How did Tom know that you could play the piano?

Tom onun olacağını nasıl bildi?

- How did Tom know that was going to happen?
- How did Tom know that that was going to happen?

Tom ne olduğunu hemen bildi.

Tom knew immediately what had happened.

Tom, Mary'nin kazanamayacağını nasıl bildi?

How did Tom know Mary wouldn't win?

Tom, Mary'yi aradığımızı nasıl bildi?

How did Tom know we were looking for Mary?

- Tom, Mary'nin burada olmayacağını nasıl bildi?
- Tom, Mary'nin burada olmayacağını nereden bildi?

- How did Tom know that Mary wasn't going to be here?
- How did Tom know Mary wasn't going to be here?

Tom Mary'nin burada olmayacağını nasıl bildi?

- How did Tom know that Mary wouldn't be here?
- How did Tom know Mary wouldn't be here?

Burada ne olduğunu Tom nasıl bildi?

How did Tom know what was going on here?

Mary'nin ne söyleyeceğini Tom nasıl bildi?

How did Tom know what Mary was going to say?

Tom Mary'nin onu söylediğini nasıl bildi.

How did Tom know Mary said that?

Tom ona ihtiyacı olduğunu nasıl bildi?

How did Tom know he needed that?

İnsanlar benim Kanadalı olmadığımı nasıl bildi?

- How did people know I wasn't Canadian?
- How did people know that I wasn't Canadian?

Tom Mary'nin onu yapmayacağını nasıl bildi?

- How did Tom know Mary wouldn't do that?
- How did Tom know that Mary wouldn't do that?

Tom, Mary'nin neden olmadığını nasıl bildi?

How did Tom know why Mary was absent?

Tom hangi yoldan gideceğini nasıl bildi?

How did Tom know which way to go?

Tom senin Boston'da olduğunu nasıl bildi?

- How did Tom know you were in Boston?
- How did Tom know that you were in Boston?

Tom, Mary'nin onu yapacağını nasıl bildi?

- How did Tom know Mary would do that?
- How did Tom know that Mary would do that?

Tom onu kime vereceğini nasıl bildi?

How did Tom know who to give it to?

Tom, Mary'nin nerede olacağını nasıl bildi?

How did Tom know where Mary was going to be?

Tom ne yapması gerektiği nasıl bildi?

How did Tom know what he was supposed to do?

Tom Mary'nin Fransızca bildiğini nasıl bildi?

- How did Tom know that Mary knew French?
- How did Tom know Mary knew French?

Tom Mary'nin Boston'da olacağını nasıl bildi?

How did Tom know Mary would be in Boston?

Tom bir şeylerin yanlış olduğunu hemen bildi.

Tom knew instantly that something was wrong.

Tom bir şeyin yanlış olduğunu hemen bildi.

Tom knew immediately that something was wrong.

Tom bugün burada olması gerektiğini nasıl bildi?

How did Tom know he was supposed to be here today?

Tom çantayı açar açmaz onun ununki olmadığını bildi.

- As soon as Tom opened the bag, he knew that it wasn't his.
- As soon as Tom opened the bag, he knew it wasn't his.

Tom çantayı açtı ve onun onunki olmadığını bildi.

Tom opened the bag and knew that it wasn't his.

Tom hapishanede iken Mary'nin ona gönderdiği tüm mektupların değerini bildi.

Tom appreciated all the letters Mary sent him while he was in prison.

- Tom onu aradığımızı nereden biliyordu?
- Tom onu aradığımızı nasıl bildi?

How did Tom know we were looking for him?

Telefon gecenin ortasında çaldığında o hemen bir şeyin kötü olduğunu bildi.

When the phone rang in the middle of the night, she immediately knew something was wrong.

- Tom nereye gittiğimizi nasıl biliyordu?
- Tom nereye gidiyor olduğunuzu nereden bildi?

How did Tom know where we were going?

- Tom Mary'nin burada olacağını nasıl bildi?
- Tom Mary’nin burada olacağını nasıl biliyordu?

- How did Tom know that Mary would be here?
- How did Tom know Mary would be here?

- Tom beni nerede bulacağını nereden biliyordu?
- Tom beni nerede bulacağını nasıl bildi?

How did Tom know where to find me?