Translation of "Birincilik" in English

0.010 sec.

Examples of using "Birincilik" in a sentence and their english translations:

Birincilik ödülünü kazandım.

I've won first prize!

Birincilik ödülünü kazanabildim.

I was able to win the first prize.

O, birincilik ödülünün peşindeydi.

He was after the first prize.

O, birincilik ödülü aldı.

He got the first prize.

O, birincilik ödülü kazanacak.

He will win the first prize.

Yarışmada birincilik ödülü aldı.

He got the first prize in the contest.

Yarışta birincilik ödülünü aldı.

She took first prize in the race.

O, birincilik ödülünü kazanacak.

She will win the first prize.

Allahtan, birincilik ödülünü kazandı.

Luckily, I won first prize.

Elena birincilik ödülünü kazandı.

Elana won first prize.

Tom birincilik ödülü kazandı.

Tom won first prize.

Ben birincilik ödülü kazandım.

I won first prize.

O birincilik ödülünü aldı.

He took the first prize.

Birincilik ödülünü kazanan Janet'ti.

It was Janet that won first prize.

Tom birincilik ödülünü aldı.

Tom took the first prize.

Gönlünden geçen birincilik ödülüydü.

His hope was to win first prize.

Tom'un umudu birincilik ödülünü kazanmaktı.

Tom's hope was to win first prize.

O, birincilik ödülünü kazanmaktan uzak.

It's far from winning the first prize.

O, birincilik ödülünü kazanmakla övündü.

She boasted of having won the first prize.

Birincilik ödülünü kazanabilir gibi görünüyor.

It looks like he might win first prize.

Onun birincilik ödülünü kazandığı doğrudur.

It is true that he won first prize.

Tom birincilik ödülü kazanmayı umuyordu.

Tom was hoping to win the first prize.

Birincilik ödülü için onunla yarıştım.

I competed with him for the first prize.

Birincilik ödülünü kazandı, değil mi?

He got first prize, didn't he?

Tom birincilik ödülünü aldı, değil mi?

Tom got first prize, didn't he?

Mary'nin birincilik ödülünü kazandığı haberine şaşırdım.

I was surprised by the news that Mary had won the first prize.

O, satranç turnuvasında birincilik ödülü aldı.

He won the first prize at the chess tournament.

Birincilik ödülünü alacağımızı hiç hayal etmezdim.

Never did I dream of winning first prize.

O yazım yarışmasında birincilik ödülü kazandı.

He won first prize at the spelling contest.

Tom konuşma yarışmasında birincilik ödülü kazandı.

Tom won first prize in the speech contest.

O birincilik ödülünü kazandığı için övündü.

She prided herself on having won first prize.

Emily konuşma yarışmasında birincilik ödülünü kazandı.

Emily won first prize in the speech contest.

Máire birincilik ödülü alan adamla evlendi.

Máire married the man who got first prize.

O yeme yarışmasında birincilik ödülü aldı.

She got first prize in the eating contest.

O, satranç turnuvasında birincilik ödülünü aldı.

He carried off the first prize at the chess tournament.

Nancy Bob'un yarışmada birincilik ödülünü kazanmasına şaşırdı.

Nancy was surprised that Bob won the first prize in the contest.

Birincilik ödülünü kazanacağımı hiçbir zaman hayal etmedim.

- I never dreamed that I would win first prize.
- I never dreamt that I would win first prize.

Konuşma yarışmasında birincilik ödülünü kazanma şansım vardı.

I had the fortune to win the first prize in the speech contest.

O, birincilik ödülünü kazanabileceğini hiç hayal etmedi.

She never dreamed that she could win first prize.

- Birincilik ödülünü ya sen ya da ben alacağım.
- Ya sen ya da ben birincilik ödülünü alacağım.

Either you or I will get the first prize.

Tom birincilik ödülünü kazanacağına dair hiç hayal kurmadı.

Tom never dreamed that he would win first prize.

Benim için büyük sevinç, o birincilik ödülünü kazandı.

To my great delight, he won the first prize.

O bir 100 metre yarışında birincilik ödülünü aldı.

He got the first prize in a 100m race.

Birincilik ödülünü ya sen ya da ben alacağım.

Either you or I will get the first prize.

Oğlum yarışmada birincilik ödülünü kazandığında ben çok gurur duydum.

I was very proud when my son won first prize at the competition.

Konuşma yarışmasında birincilik ödülünü kazandığın için seni tebrik ederim.

I congratulate you on winning first prize in the speech contest.

Amatör şarkıcı eller aşağı yetenek yarışmasında birincilik ödülünü almıştır.

The amateur singer won first in the talent show hands down.

Kız kardeşim, bir üniversite öğrencisi, konuşma yarışmasında birincilik ödülü kazandı.

My sister, a university student, won first prize in the speech contest.

Babam bir aşçılık yarışmasında bir yarışmacıydı ve birincilik ödülünü kazandı.

My father was a contestant in a cooking contest and won first prize.

Kendi çabaları ve biraz şans sayesinde, o, yarışmada birincilik ödülünü kazandı.

- What with good fortune, and his own effort, he won the first prize in the contest.
- Through his own efforts and a bit of luck, he won first prize in the contest.