Translation of "Bisikleti" in English

0.013 sec.

Examples of using "Bisikleti" in a sentence and their english translations:

Bisikleti yağladım.

- I've oiled the bicycle.
- I've oiled the bike.

Onun bisikleti mavi.

- Her bicycle is blue.
- Her bike is blue.

Bu bisikleti yağla.

Oil this bicycle.

Onun bisikleti yok.

- He has no bicycle.
- She has no bicycle.
- They have no bicycle.

Bisikleti sevdin mi?

Did you like the bicycle?

Bu kimin bisikleti?

- Whose bicycle is this?
- Whose is this bicycle?
- Whose bike is this?
- Whose bicycle is that?
- Whose bike is it?

Bir bisikleti var.

He has a bicycle.

Bisikleti yağmurda bırakma.

Don't leave the bicycle in the rain.

Bu bisikleti kullanmalıyım.

I must use this bike.

Tom'un bisikleti nerede?

Where's Tom's bicycle?

Tom'un bisikleti çalındı.

Tom's bicycle has been stolen.

Çocuğun bisikleti garajdadır.

The boys' bicycle is in the garage.

Bu, Tom'un bisikleti.

This is Tom's bicycle.

Tom'un bisikleti yoktu.

Tom didn't have a bicycle.

Kayıp bisikleti buldum.

I found the missing bicycle.

- Neden bu bisikleti aldın?
- Neden bu bisikleti aldınız?
- Bu bisikleti neden aldın?
- Bu bisikleti neden aldınız?
- Neden bu bisikleti satın aldın?
- Neden bu bisikleti satın aldınız?
- Bu bisikleti neden satın aldınız?
- Bu bisikleti neden satın aldın?
- Sen neden bu bisikleti aldın?
- Siz neden bu bisikleti aldınız?
- Sen neden bu bisikleti satın aldın?
- Siz neden bu bisikleti satın aldınız?
- Sen bu bisikleti neden satın aldın?
- Sen bu bisikleti neden aldın?
- Siz bu bisikleti neden satın aldınız?
- Siz bu bisikleti neden aldınız?
- Bu bisikleti neden aldın sen?
- Bu bisikleti neden aldınız siz?
- Bu bisikleti neden satın aldınız siz?
- Bu bisikleti neden satın aldın sen?

Why did you buy this bicycle?

- Çocuğun bir bisikleti var.
- Oğlanın bir bisikleti var.

The boy has a bicycle.

- Bu Tom'un bisikleti mi?
- O Tom'un bisikleti mi?

Is that Tom's bicycle?

Bisikleti yolun dışına al.

Get the bicycle out of the way.

Onun bisikleti bundan farklıdır.

His bicycle is different from this one.

Onun bir bisikleti yok.

- He hasn't got a bicycle.
- He has no bicycle.

Bu bisikleti kullanabilir miyim?

Can I use this bike?

Bisikleti tamir etmem istendi.

I was asked to fix the bicycle.

Onun bir bisikleti var.

- She has a bicycle.
- She has a bike.

Dün bisikleti tamir ettim.

I fixed the bike yesterday.

Yağmurda bisikleti dışarı bırakma.

Don't leave the bicycle out in the rain.

Bu bisikleti ücretsiz aldım.

I got this bicycle for free.

Tom'un bir bisikleti var.

- Tom has a bike.
- Tom has a bicycle.

Kimse o bisikleti istemiyor.

Nobody wants that bicycle.

Büyürken Tom'un bisikleti yoktu.

Tom didn't have a bicycle when he was growing up.

Keşke o bisikleti alsaydım.

I wish I'd bought that bicycle.

Bu bisikleti sürmesi kolaydır.

This bike is easy to ride.

Bu bisikleti bedava aldım.

I got this bicycle for nothing.

O, Tom'un bisikleti değil.

That isn't Tom's bicycle.

Fadıl'ın bisikleti onun neşesiydi.

Fadil's bike was his joy.

Sami'nin de bisikleti çalındı.

Sami's bicycle has been stolen, too.

Tom'un bisikleti de çalındı.

Tom's bicycle has been stolen, too.

Bu bisikleti almanız gerekecek.

You'll have to take this bicycle.

Dün Tom'un bisikleti çalındı.

Tom's bicycle was stolen yesterday.

Bu Tom'un bisikleti değil.

This isn't Tom's bicycle.

Tom'un üç bisikleti var.

Tom has three bicycles.

Bu bisikleti Tom'dan aldım.

I got this bicycle from Tom.

Bu, Tom'un bisikleti mi?

- Is this Tom's bike?
- Is that Tom's bicycle?

Çocuk bisikleti çaldığını inkar etti.

The boy denied having stolen the bicycle.

Bisikleti çok ucuz fiyata aldım.

I got the bicycle at a bargain.

O, bisikleti ile tepeden indi.

He came down the hill on his bicycle.

Onun bisikleti benimkinden daha iyi.

Her bike is better than mine.

Bu öğleden sonra bisikleti yıkayacak.

She is going to wash the bike this afternoon.

O her hafta bisikleti yıkar.

He washes the bike every week.

Erkek kardeşim bu bisikleti kullanır.

My brother uses this bike.

O dağ bisikleti kaç para?

How much is that mountain bike?

Hangi bisikleti daha çok seviyorsun?

What bicycle do you like more?

Her çocuğun bir bisikleti vardır.

Each boy has a bike.

Tom yeni bisikleti ile mutlu.

Tom is happy with his new bicycle.

Tom'un siyah bir bisikleti var.

Tom has a black bicycle.

Tom bisikleti çaldığını itiraf etti.

- Tom admitted that he had stolen the bike.
- Tom admitted he had stolen the bike.

Tom'un mavi bir bisikleti var.

Tom has a blue bicycle.

Tom o bisikleti Mary'den aldı.

Tom got that bicycle from Mary.

Ben bu bisikleti hâlâ seviyorum.

- I am still attached to this bicycle.
- I still love this bicycle.

Bu bisikleti çok ucuza aldım.

I bought this bicycle dirt-cheap.

O çocuk, bisikleti çaldığını reddediyor.

That boy denies stealing the bicycle.

Onlar onu bisikleti çalmakla suçladılar.

They accused him of stealing the bicycle.

Onun mavi bir bisikleti var.

He has a blue bicycle.

Onlar onu bisikleti çalmakla suçladı.

They accused her of having stolen the bike.

Biz onu bisikleti çalmakla suçladık.

We accused her of having stolen the bike.

O onu bisikleti çalmakla suçladı.

- She accused him of having stolen the bike.
- She accused her of having stolen the bike.
- He accused him of having stolen the bike.
- He accused her of having stolen the bike.

Sen onu bisikleti çalmakla suçladın.

You accused him of having stolen the bike.

Onların bir bisikleti var mı?

Do they have a bicycle?

Tom'un bir bisikleti var mı?

Does Tom have a bicycle?

Erkek kardeşim o bisikleti kullanır.

My brother uses that bike.

Onun bisikleti benimkinden daha iyidir.

His bike is better than mine.

Onun bir bisikleti var mı?

Does he have a bicycle?

Ben onu bisikleti çalmakla suçladım.

I accused him of having stolen the bike.

Tom'un güzel bir bisikleti var.

Tom has a nice bike.

Bunun kimin bisikleti olduğunu bilmiyorum.

I don't know whose bicycle this is.

Tom onu bisikleti çalmakla suçladı.

Tom accused him of having stolen the bike.

Bu bisikleti Tom'dan satın aldım.

I bought this bicycle from Tom.

Tom'un yeni bir bisikleti var.

Tom has a new bicycle.