Translation of "Gök" in English

0.018 sec.

Examples of using "Gök" in a sentence and their english translations:

Gök kırmızıydı.

The sky was red.

Gök gürültüsü yükseldi.

The thunder became louder.

Gök gürlediğinde korkarım.

I get scared when it thunders.

- Hayvanlar gök gürültüsü tarafından korkutuldular.
- Hayvanlar gök gürültüsünden korktular.

The animals were scared by the thunder.

Bir grup gök bilimci,

A couple of astronomers --

Ruh gök yüzüne yükselirken

as the soul rises to the sky

Astronomi gök cisimlerinin bilimidir.

Astronomy is the science of heavenly bodies.

- Gök mavidir.
- Gökyüzü mavidir.

The sky is blue.

O, gök gürültüsünden korkar.

She is frightened of thunder.

Uzakta gök gürlediğini duydum.

I heard it thunder in the distance.

Mavi gök, denize yansıyor.

The blue sky is reflected in the sea.

Gök gürültüsü çocukları korkuttu.

The thunder scared the children.

Gök gürültüsünü duydun mu?

Did you hear the thunder rumbling?

Gök bugün mavi, bulutsuz.

The sky today is blue, without a cloud.

Gök gürültüsü öğrencileri korkuttu.

The thunder frightened the students.

Gök cisimlerinde amino asitler bulundu,

amino acids have been found in comets,

Uzayda sayısız gök cisimleri var.

There are countless heavenly bodies in space.

Yıldırımdan sonra, gök gürültüsü geldi.

After the lightning, came the thunder.

Gök mavisi bir kazağı var.

He has a sky-blue pullover.

Şimşek gök gürültüsünden önce gelir.

Lightning precedes thunder.

Bir gök gürültüsü beni afallattı.

I was taken aback by a thunderclap.

Şiddetli bir gök gürültüsü vardı.

There was a sharp peal of thunder.

Gök gürültüsü nedir? Şeytanın kahkahasıdır.

What is thunder? It's Satan's laughter.

Gök gürültülü fırtınaları sever misin?

Do you like thunderstorms?

Samanyolu sarmal bir gök adadır.

The Milky Way is a spiral galaxy.

Tom uzakta gök gürültüsü duydu.

Tom heard thunder in the distance.

Bölgede yapılan araştırmalarda gök taşına rastlanmamıştı

In the researches conducted in the region, no meteors were found

Bu sabah gök gürültüsü ile uyandım.

I was woken up by the sound of thunder this morning.

O yaz çok gök gürültüsü vardı.

We had a lot of thunder that summer.

Astronomlar gök cisimlerini adlandırmada Latince kullanır.

- To give names to celestial objects, astronomers use Latin.
- Astronomers use Latin for naming celestial objects.

Horus gök, savaş ve av tanrısıydı.

Horus was the god of the sky, war and hunting.

Onlar şiddetli bir gök gürültüsü duydu.

They heard a violent thunderclap.

Gök gürültüsünü duydum, fakat şimşeği görmedim.

I heard the thunder, but did not see the lightning.

Bu yaz çok gök gürültüsü vardı.

We have had a lot of thunder this summer.

Şimşek genellikle gök gürültüsüne eşlik eder.

Lightning normally accompanies thunder.

Şimşek yoksa gök gürültüsü de olmayacaktır.

If there's no lightning, there'll be no thunder either.

Biz gök gürültüsünden önce yıldırımı algılarız.

We perceive lightning before thunder.

Gök gürültülü havada ağaç altında durma.

Don't stand under a tree in a lightning storm.

Gök ve yer bütün öğeleriyle tamamlandı.

So the heavens and the earth were finished, and all the furniture of them.

Arrokoth gök cismi kardan adama benziyor.

Arrokoth looks like a snowman.

çünkü bir sürü gök taşı da vardı

because there were so many sky stones

Şimşek, genelde gök gürültüsünün ardından meydana gelir.

Lightning is usually followed by thunder.

Şimşeğin ışığı gök gürültüsünün sesinden önce gelir.

The flash of lightning precedes the sound of thunder.

Dün gece gök gürültüsü ve şimşek vardı.

There was thunder and lightning last night.

- Onun gözleri safir gibidir.
- O, gök gözlüdür.

His eyes are like sapphires.

Dün gece gök gürültüsü ve yıldırım vardı.

Last night, there was thunder and lightning.

Gök gürültüsü bir fırtınanın yakın olduğunu gösteriyor.

Thunder indicates that a storm is near.

Siyah bulutlar gelen gök gürültülü fırtınayı bildirdi.

Black clouds announced the coming thunderstorm.

Dünyayı yok edebilecek kadar büyüklükte bir gök taşı

a sky stone large enough to destroy the world

Gök taşıyla ilgili herhangi bir unsura rastlanmadı bile

No elements related to the sky have been found

Astronomlar gök nesnelere isim vermek için Latince kullanır.

To give names to celestial objects, astronomers use Latin.

Nüzhet Gökdoğan o bir gök bilimci ilk kadın akademisyen

Nüzhet Gökdoğan is an astronomer first female academic

Cisme veya gök cismine veya bir gezegene baktın mı?

Have you looked at an object or celestial body or a planet?

Köpeğim ne zaman gök gürültüsünü duysa masanın altına siner.

My dog cowers under the table whenever he hears thunder.

Tom gök bilimi ve yıldız bilimi arasındaki farkı bilmiyor.

- Tom doesn't know the difference between astronomy and astrology.
- Tom does not know what the difference is between astronomy and astrology.

Gök gürültülü fırtınalar hem korkutucu hem de heyecan vericidirler.

Thunderstorms are both scary and exciting.

Gök gürültüsü o kadar yüksekti ki birbirimizi güçlükle duyabiliyorduk.

The thunder was so loud that we could barely hear each other.

Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek.

It's so muggy; I think it will thunder in a short while.

Oyun sırasında, aniden yağmur yağmaya başladı ve ayrıca gök gürledi.

During the game, it suddenly began to rain and it thundered, too.

- Ben bir astronomum.
- Ben bir gökbilimciyim.
- Ben bir gök bilimciyim.

I'm an astronomer.

Onun ani ölümünün haberi, güneşli bir günde gök gürültüsü gibiydi.

The news of his sudden death was like thunder on a sunny day.

- O beklenmeyen bir gök gürültüsü gibiydi.
- Damdan düşer gibi oldu.

It was like a bolt out of the blue.

"Gök" anlamına gelen Uranüs, bütün dünyayı yönetmiş olan ilk kraldır.

Uranus, meaning 'sky', is the king who first ruled the whole world.

Gök bilimciler, içinde hiç karanlık madde bulunmayan bir galaksi keşfettiler.

Astronomers have discovered a galaxy that has almost no dark matter.

Kopernik zamanında birçok gök bilimci,1000 yıldan daha fazla süre önce Yunan gök bilimci Batlamyus tarafından geliştirilen teoriye inanıyordu. Batlamyus'a göre Dünya evrenin merkeziydi ve hareketsizdi. Batlamyus, diğer bütün gök cisimlerinin Dünya etrafında karmaşık bir düzende hareket ettiğine inanıyordu.

In Copernicus' time most astronomers believed the theory the Greek astronomer Ptolomy had developed more than 1,000 years earlier. Ptolomy said the Earth was the center of the universe and was motionless. He believed all other heavenly bodies moved in complicated patterns around the Earth.

Sabah hava durumu daha sonra gün içinde gök gürültülü sağanak yağışı öngördü.

The morning forecast predicted thunder showers later in the day.

Tom, bir yıldızın ne olduğunu ve bir gök cisminin ne olduğunu bilmiyor.

Tom doesn't know what a star is and what a celestial body is.

Gök gürültüsü bilimsel olarak açıklanmıştır, ve insanlar onun tanrıların insanlara kızgın olduğunun bir işareti olduğuna artık inanmıyorlar, bu yüzden gök gürültüsü de biraz daha az korkutucudur.

Thunder has been explained scientifically, and people no longer believe it is a sign that the gods are angry with them, so thunder, too, is a little less frightening.

Tanrı kubbeye "Gök" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu.

And God called the firmament, Heaven; and the evening and morning were the second day.

Hayat yağmur ve güneş ışığı, kar ve ısı, gök gürültüsü ve şimşek ve de kış ve yazdan oluşur.

Life consists of rain and sunshine, of snow and heat, of thunder and lightning, and of winter and summer.

- Şiddetli yağmur yağıyor.
- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.

It's raining heavily.

- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.

- It's pouring with rain.
- It's pouring down with rain.
- It's chucking it down.

- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Sert yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.

- It is raining hard.
- It's raining hard.

- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Bardaktan boşanırcasına yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.

- It's raining buckets outside.
- It is raining hard.
- It's raining cats and dogs.
- It's raining hard.
- It's bucketing down.
- It's raining very hard.
- It is raining cats and dogs.
- It's pouring down rain.
- It's pouring with rain.
- It's lashing.
- It's raining heavily.
- It's pissing down.
- It is raining pitchforks.

- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Dışarıda şiddetli yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.

It's raining buckets outside.

- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Sağanak şeklinde yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.

- It's raining cats and dogs.
- It's raining very hard.
- It is raining cats and dogs.
- It's lashing.
- It's pissing down.
- It's raining cats and dogs!

Geçtiğimiz 30 yıl içinde gök bilimcileri radyo dalgaları, gama ışınları ve arasında kalan tüm enerjilerle evreni inceleme yeteneğini geliştirdiler. Bu yetenek evrenimizdeki şaşırtıcı olayları keşfetmemize imkan verdi.

Within the past 30 years, astronomers have developed the ability to view the universe in radio waves, gamma-rays, and all energies in between. This ability has allowed us to discover amazing events in our universe.