Translation of "Görünüyorsunuz" in English

Mutlu görünüyorsunuz.

- You look happy.
- You seem happy.

İyi görünüyorsunuz!

- You look good.
- You look good!

Yorgun görünüyorsunuz.

It looks like you're tired.

Birlikte iyi görünüyorsunuz.

You look good together.

Siz kayıp görünüyorsunuz.

You guys look lost.

Hepiniz sağlıklı görünüyorsunuz.

All of you look healthy.

Kendinizden memnun görünüyorsunuz.

You seem to be pleased with yourself.

Çok mutlu görünüyorsunuz.

You guys look so happy.

Yaşınızın yarısı görünüyorsunuz?

You look half your age.

Bugün çok güzel görünüyorsunuz.

You look very beautiful today.

Siz ikiniz harika görünüyorsunuz!

You two look great!

Hepiniz çok mutlu görünüyorsunuz.

You all look so happy.

Siz ikiniz aynı görünüyorsunuz.

You two look the same.

Siz arkadaşlar aynı görünüyorsunuz.

You guys look the same.

İkiniz de yorgun görünüyorsunuz.

You both seem tired.

Siz üçünüz mutlu görünüyorsunuz.

You three look happy.

Hepiniz çok meşgul görünüyorsunuz?

You all look so busy.

Siz ikiniz meşgul görünüyorsunuz.

You two look busy.

Benzininiz kalmamış gibi görünüyorsunuz.

You seem to be out of gas.

Diğer şeyleri düşünüyor görünüyorsunuz.

You appear to think of other things.

Tamamen kafanız karışık görünüyorsunuz.

You look totally confused.

İkiniz de korkmuş görünüyorsunuz.

You both seem afraid.

Neden hepiniz böyle mutlu görünüyorsunuz?

Why do you all look so happy?

Hep aceleniz var gibi görünüyorsunuz.

You always seem to be in a hurry.

Siz her zamanki kadar sağlıklı görünüyorsunuz.

You look as healthy as ever.

Başka bir şey düşünüyor gibi görünüyorsunuz.

You seem to be thinking of something else.

Siz ikiniz iyi geçiniyor gibi görünüyorsunuz.

You two seem to get along well.

- Çok sağlıklı görünüyorsunuz!
- Çok sağlıklı görünüyorsun!

You look so healthy!

Üçünüz bir şey istiyor gibi görünüyorsunuz.

You three seem to want something.

Siz ikiniz birlikte çok mutlu görünüyorsunuz.

You two look so happy together.

Her ikiniz de çok genç görünüyorsunuz?

You both seem very young.

Siz iyi vakit geçiriyor gibi görünüyorsunuz.

You guys seem to be having a good time.

Siz ikiniz eski arkadaşlar gibi görünüyorsunuz.

You two seem to be old friends.

Bu konu hakkında çok bilgili görünüyorsunuz.

You seem to be very knowledgeable about this subject.

- Sen âşık gibi görünüyorsun.
- Âşık gibi görünüyorsunuz.

You seem to be in love.

Siz ikiniz birbirinden nefret ediyor gibi görünüyorsunuz.

You two seem to hate each other.

Neyiniz var, Jane? İyi hissetmiyor gibi görünüyorsunuz.

What's the matter, Jane? You look like you aren't feeling well.

Savanadaki bir safariden henüz dönmüş gibi görünüyorsunuz.

You look you've just returned from a safari in the savannah.

- Mutlu görünüyorsunuz, değil mi?
- Mutlu görünüyorlar, değil mi?

- They seem to be happy, don't they?
- They seem happy, don't they?