Translation of "Gülüp" in English

Ben gülüp ağlayamam.

I can't laugh or cry.

O, fikrime gülüp geçti.

He laughed off my idea.

Tom gülüp gülmeyeceğini bilmiyordu.

Tom didn't know whether to laugh or not.

Ben sadece buna gülüp geçtim.

I just laughed it off.

Tom buna sadece gülüp geçti.

Tom just laughed it off.

O buna sadece gülüp geçti.

She just laughed it off.

Biz akşamı gülüp fıkra anlatarak geçirdik.

We spent the evening laughing and telling jokes.

Ve bu gülüp geçebileceğim bir şey değildi

And that was something that I could not smile away.

Tom'un gülüp gülmediğini ya da ağlayıp ağlamadığını söylemek zor.

It's hard to tell whether Tom is laughing or crying.

Bu sizin sorumluluğunuzdadır. Bu gülüp geçiştireceğiniz türden şeyler değil.

This is your responsibility. It's not the kind of thing you can laugh off.