Translation of "Germek" in English

Ben sinirlerini germek istiyorum.

I want to strain your nerves.

Güçlüklere göğüs germek zorundasın.

You have to take the bull by the horns.

Molada bacaklarımı germek için kalktım.

During the intermission I got up to stretch my legs.

Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.

Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.

- Tom acıya göğüs germek zorunda kaldı.
- Tom katlanmak zorunda kaldı.

Tom had to bite the bullet.