Translation of "Girmemi" in English

İçeri girmemi istiyorlar.

They want me to go in.

Tom bankaya girmemi engelledi.

Tom stopped me from entering the bank.

Ayrıntılara girmemi ister misiniz?

Would you like me to elaborate?

Sekreterin içeri girmemi söyledi.

Your secretary said to come in.

Tom girmemi işaret etti.

Tom motioned for me to enter.

Tom içeri girmemi istedi.

Tom asked me to come inside.

Tom içeriye girmemi reddetti.

Tom refused to let me in.

Tom odasına girmemi reddetti.

Tom refused to let me in his room.

O, içeri girmemi açıkça reddetti.

He flatly refused to let me in.

İçeri girmemi istemediğinden emin misin?

Are you sure you don't want to come in?

Ailem benim üniversiteye girmemi umuyor.

My parents expect me to enter the university.

Köpek bana kapıda havlamayı sürdürdü ve içeri girmemi engelledi.

The dog kept barking at me at the gate and kept me from coming in.

İçeri girmemi ve senin için Tom'la konuşmamı ister misin?

Would you like me to go in and talk to Tom for you?

"Lütfen izinsiz girmemi affedin ama bu duymak isteyeceğiniz bir şey.

"Please forgive my intrusion, but this is something that you're going to want to hear."