Translation of "Harcadığını" in English

0.004 sec.

Examples of using "Harcadığını" in a sentence and their english translations:

Zamanını boşa harcadığını görmeye dayanamıyorum.

I can't stand to see you wasting your time.

Boston'da çok zaman harcadığını düşünüyorum.

I think you've been spending too much time in Boston.

Tom ne kadar harcadığını bilmiyordu.

Tom didn't know how much he had spent.

Tom'un ne kadar harcadığını bilmiyorum.

I don't know how much Tom spent.

Tom Mary'nin zamanını boşa harcadığını düşündü.

- Tom thought Mary was wasting her time.
- Tom thought that Mary was wasting her time.

Tom Mary'ye zamanını boşa harcadığını söyledi.

Tom told Mary she was wasting her time.

Tom ne kadar para harcadığını söylemedi.

Tom didn't say how much money he had spent.

Ben sadece zamanını boşa harcadığını düşünüyorum.

I think you're just wasting your time.

Tom'un ne kadar para harcadığını bilmiyorum.

I don't know how much money Tom has spent.

Tom Mary'ye ne kadar harcadığını sordu.

Tom asked Mary how much she'd spent.

Kitaplara ne kadar harcadığını tahmin etmeye çalış.

Try to estimate how much you spent on books.

Tüm bununla zamanını boşa harcadığını düşünmüyor musun?

Don't you think you're wasting your time with all that?

Mary Tom'un parasını biraz özgürce harcadığını söylüyor.

Mary says that Tom spends his money a little too freely.

Tom ne kadar para harcadığını Mary'ye söylemedi.

- Tom didn't tell Mary how much money he'd spent.
- Tom didn't tell Mary how much money he had spent.

Mary Tom'a hediyelere çok para harcadığını söyledi.

Mary said Tom spends too much money on gifts.

Mary, Tom'un Latince okuyarak zamanını boşa harcadığını düşündü.

Mary thought that Tom was wasting his time studying Latin.

Sadece Tom'un zamanını boşa harcadığını görmekten nefret ediyorum.

I just hate to see Tom wasting his time.

Tom gibi birinin ayda kaç para harcadığını düşünüyorsun?

How much money do you think someone like Tom spends each month?

Tom Mary'nin Fransızca çalışarak zamanını boşa harcadığını düşündü.

- Tom thought Mary was wasting her time studying French.
- Tom thought that Mary was wasting her time studying French.

Tom Mary'nin Fransızca okuyarak zamanını boşa harcadığını düşündü.

- Tom thought Mary was wasting her time studying French.
- Tom thought that Mary was wasting her time studying French.

Tom'un bir ayda ne kadar para harcadığını düşünüyorsunuz?

How much money do you think Tom spends a month?

Tom ve Mary'nin ne kadar para harcadığını bilmiyorum.

- I don't know how much money Tom and Mary spent.
- I don't know how much money Tom and Mary spend.

Tom'un bunun için 3,000 dolar üzerinde harcadığını biliyor muydun?

Did you know Tom spent over $3,000 on that?

Mary, Oliver'in video oyunları oynamaya çok fazla zaman harcadığını düşünüyor.

Mary thinks that Oliver is spending too much time playing videogames.

Bazı insanlar cumhurbaşkanının seyahat ederek çok fazla zaman harcadığını düşünüyor.

Some people think the president spends too much time traveling.

Ve bazı yazarların onları yazarken aylar, belki de yıllar harcadığını biliyordum.

and that some author had spent months, maybe years, writing them.

Tom onun bütün parasını harcadığını öğrendiğinde Mary'nin ne söyleyeceğini merak ediyordu.

Tom wondered what Mary would say when she found out he'd spent all their money.

- Sanırım kocam çok fazla para harcıyor.
- Kocamın çok fazla para harcadığını düşünüyorum.

I think my husband spends too much money.

Ortalama insanın dışarıda yemek için bir yılda ne kadar para harcadığını düşünüyorsunuz?

How much do you think the average person spends eating out in a year?

- Benim paramı harcadığını unutma.
- Unutma ki harcadığın benim param.
- Benim paramı yediğini unutma.

- Don't forget you're spending my money.
- Don't forget that you're spending my money.