Translation of "Herkesin" in English

herkesin öğrenebileceği,

anyone can learn them,

herkesin kullanabileceği,

with resources available to all,

herkesin sorunlarıyla ilgilenilecek.

can have these problems addressed.

Herkesin zayıflıkları vardır.

- There is no man but has his weak points.
- Everybody has weaknesses.

Herkesin bildiğini düşünüyorum.

I think that everybody knows.

Herkesin fikri farklıdır.

Everyone's idea is different.

Herkesin hataları vardır.

Everyone has faults.

Herkesin önünde küfretmeyin.

Don't swear in public.

Herkesin sırları vardır.

- Everyone has secrets.
- Everybody has secrets.

Herkesin önünde aşağılandım.

I was humiliated in public.

Herkesin anlaşmasını istedim.

I wanted everyone to get along.

Herkesin başına gelebilir.

- It could happen to anyone.
- It could happen to anybody.

Herkesin bilmesini istemiyorum.

- I don't want everyone to know.
- I don't want everybody to know.

Tom herkesin arkadaşı.

Tom is everybody's friend.

Herkesin nesi var?

What's with everybody?

Herkesin hayatı karmaşık.

Everyone's life is complicated.

Herkesin hayatı muğlak.

Everybody's life is complicated.

Herkesin anladığına eminim.

I'm sure everyone understands.

Ölüm herkesin kaderidir.

Death is everyone's fate.

Herkesin eğlencesini mahvettin.

You ruined everyone's fun.

Herkesin söylediği budur.

- That's what everyone's saying.
- That's what everybody says.
- That's what everyone says.

Herkesin sırları var.

Everybody's got secrets.

Herkesin söylediği bu.

- That's what everybody says.
- That's what everyone says.

Bu herkesin sorunu.

This is everyone's problem.

Herkesin ayrılmasını istedik.

We asked everybody to leave.

Herkesin ayrılmasını istiyoruz.

We want everybody to leave.

Herkesin dinlenmesi gerekiyor.

Everyone needs to relax.

Herkesin başı dertte.

Everyone's in trouble.

Herkesin alkışladığını duyabiliyordum.

I could hear everybody cheering.

Herkesin gitmesini istiyorum.

I want everybody to go.

Herkesin nedenleri vardı.

Everyone had their reasons.

Herkesin karnı aç.

- Everybody's hungry.
- Everyone's hungry.
- Everyone is hungry.
- Everybody is hungry.

Herkesin sorunları vardır.

Everyone has problems.

Esperanto herkesin dilidir.

Esperanto is everyone's language.

Herkesin kafası karışık.

- Everyone is confused.
- Everybody is confused.

Herkesin kafası karışıktı.

Everyone was confused.

Herkesin yaptığı budur.

That's what everyone does.

Herkesin vazgeçtiğini sanmıyorum.

- I don't think everyone gave up.
- I don't think everybody has given up.
- I don't think that everybody has given up.
- I don't think everyone has given up.
- I don't think that everyone has given up.
- I don't think everybody gave up.
- I don't think that everybody gave up.
- I don't think that everyone gave up.

Herkesin desteğine minnettarım.

I appreciate everybody's support.

Bu herkesin zaferidir.

This is everyone's victory.

Herkesin katılması bekleniyor.

Everyone is welcome to join.

Herkesin yaptıklarını yaptım.

I did what everyone did.

Herkesin gitmesini bekliyorum.

I'm waiting for everybody to leave.

Herkesin ismini biliyorum.

- I know everyone's name.
- I know everybody's name.

Herkesin ismini bilmiyorum.

I don't know everyone's name.

Herkesin bilmesi gerekiyor.

Everybody needs to know.

Herkesin sinirleri gergin.

Everybody's on edge.

- Herkesin gözleri ona dikildi.
- Herkesin gözleri ona sabitlendi.

Everyone's eyes were fixed upon her.

- Herkesin bir fiyatı vardır.
- Herkesin bir ederi var.

Every man has his price.

- Herkesin bir adı var.
- Herkesin bir ismi var.

Everyone has a name.

- Herkesin sana benzemesini bekleme.
- Herkesin seni sevmesini bekleme.

Don't expect everyone to like you.

Bu, herkesin gerçekleştirmek için

This is something that everyone

herkesin yapacağı şey ayrı

what everyone will do is separate

herkesin itip kakması yüzünden

because everyone is pushing

Çünkü herkesin saygısı kendinedir

Because everyone's respect is theirs

Herkesin önünde konuşmaktan hoşlanmam.

I don't like to speak in public.

Tom matematikte herkesin arkasındadır.

Tom is behind everybody in mathematics.

Yasalara uymak herkesin görevidir.

To obey the law is everyone's duty.

Kanunlara uymak herkesin vazifesi.

To obey the laws is everyone's duty.

Yüzmede herkesin önüne çıkıyor.

She excels them all at swimming.

Herkesin önünde konuşmayı sevmez.

She doesn't like to speak in public.

Herkesin önünde ona gülündü.

He was laughed at in public.

O sınıfında herkesin gözdesidir.

He stands high in his class.

Herkesin yaşama hakkı vardır.

Everyone has a right to live.

Herkesin kendi karakteri var.

Every man has his humor.

Herkesin kızdan hoşlanması doğaldı.

It was natural that everyone should like the girl.

Herkesin erotik rüyaları vardır.

Everybody has wet dreams.

Herkesin iyi olduğunu umuyorum!

I hope all is well!

Herkesin bildiği cümleler var.

There are sentences which everybody knows.

Herkesin önünde rezalet çıkarmayın.

Don't make a scene in public.

Herkesin zayıf noktaları vardır.

Everyone has points of weakness.

Herkesin, işbirliğine ihtiyacı vardır.

Everyone needs to work together.

Herkesin birine ihtiyacı var.

Everybody needs one.

Herkesin kendi görüşü var.

- Everyone has their own opinion.
- Everybody has their own opinion.

Herkesin dostlara ihtiyacı var.

Everyone needs friends.

Bu herkesin başına gelebilir.

That can happen to anybody.

Herkesin bunu bildiğini sanıyordum.

- I thought everybody knew that.
- I thought everyone knew that.
- I thought that everyone knew that.
- I thought that everybody knew that.

Herkesin mutlu olduğunu düşündüm.

- I thought everyone was happy.
- I thought that everyone was happy.
- I thought that everybody was happy.
- I thought everybody was happy.

Herkesin aç olduğunu düşündüm.

- I thought everyone was hungry.
- I thought that everyone was hungry.
- I thought that everybody was hungry.
- I thought everybody was hungry.

Herkesin orada olmasını istiyorum.

I want everyone to be there.

Herkesin çocuklarını getirmesini istiyorum.

I want everyone to bring their children.

Herkesin kötü rüyaları vardır.

Everybody has bad dreams.

Herkesin sakin olması gerekir.

Everybody needs to calm down.

Herkesin bir hobisi olmalı.

Everyone should have a hobby.

Herkesin içinde konuşmak zordur.

- It is difficult to speak in public.
- It is hard to speak in public.

Herkesin bunu yapması gerekiyor.

- Everyone needs to do this.
- Everybody needs to do this.

Herkesin dikkatini çekebilir miyim?

Can I have everybody's attention?

Tom'a herkesin içinde gülündü.

Tom was laughed at in public.

Herkesin kafası biraz karışıktı.

Everyone's a bit confused.