Translation of "Hoşlanan" in English

Ben bu filmlerden hoşlanan kimseyi tanımıyorum.

I don't know anybody who likes these films.

Burada Tom'dan hoşlanan var mı ki?

Does anyone here even like Tom?

Operandan hoşlanan tek bir arkadaşım var.

I have only one friend who likes opera.

Bunu yapmaktan hoşlanan tek kişi benim.

I'm the only one who enjoyed doing that.

Ben onu yapmaktan hoşlanan tek kişiyim.

I'm the only one who likes doing that.

Sizin mevkiniz kediden hoşlanan insanlara hitap ediyor.

Your site appeals to people who are interested in cats.

Tom'un kampa gitmekten hoşlanan hiç arkadaşı yok.

Tom doesn't have any friends who like to go camping.

Tom Mary'nin tanıdığı operadan hoşlanan tek kişi.

Tom is the only person Mary knows who enjoys opera.

Onu yapmaktan hoşlanan tek kişi ben değilim.

I'm not the only one who likes doing that.

Oğlum onun pişirdiklerini yemekten hoşlanan tek kişi değil.

My son isn't the only one who enjoys eating her cooking.

Meryem'in patronu, onun hazzetmeyeceği kadar temastan hoşlanan biri.

Mary's boss is a bit too tactile for her liking.

Benim dışımda bunu yapmaktan hoşlanan tanıdığım tek kişisin.

You're the only person I know besides me who likes to do that.

Benim dışında orta çağ müziğinden hoşlanan bildiğim tek kişisin.

You're the only person I know besides me who likes medieval music.

Beyzboldan hoşlanan tek kişi sen değilsin. Tom da ondan hoşlanıyor.

You aren't the only one who likes baseball. Tom likes it, too.

Omegle yabancı insanlarla sohbet etmekten hoşlanan kişiler için harika bir web sitesidir.

Omegle is a great website for people who like chatting with foreign people.

Eğer sen şu çeviri yapmaktan hoşlanan kişilerden biriysen, Tatoeba senin için uygun bir yer.

If you are one of those who love to translate, Tatoeba is the right place for you.

Hamlet muhtemelen evlenmek istemiyordu.Sadece bir Hamlet vardı fakat ondan hoşlanan bir sürü insan var.

Hamlet probably didn't want to get married. There was only one Hamlet, however there are many people like him.

- Tom omuzda durmayı seven bir kedi.
- Tom omza çıkmaktan hoşlanan bir kedi.
- Tom omuz kedisidir.

Tom is a shoulder cat.