Translation of "Istemiyordu" in English

Dükkan onu istemiyordu.

The shop did not want him.

Tom işi istemiyordu.

Tom didn't want the job.

Tom bulunmak istemiyordu.

Tom didn't want to be found.

Tom gelmek istemiyordu.

- Tom doesn't want to come.
- Tom didn't want to come.

Tom gitmek istemiyordu.

Tom didn't want to go.

Tom ağlamak istemiyordu.

Tom didn't want to cry.

O savaş istemiyordu.

He did not want war.

Tom ölmek istemiyordu.

Tom didn't want to die.

Tom cezalandırılmak istemiyordu.

- Tom didn't want to be punished.
- Tom doesn't want to be punished.

Mary evlenmek istemiyordu.

Mary did not want to get married.

Tom evlenmek istemiyordu.

Tom didn't want to get married.

Tom beklemek istemiyordu.

- Tom didn't want to wait.
- Tom did not want to wait.

Tom yorumlamak istemiyordu.

Tom didn't want to comment.

Kimse onu istemiyordu.

No one wanted it.

Tom şiddet istemiyordu.

Tom didn't want any violence.

Canım kutlamak istemiyordu.

I didn't feel like celebrating.

Tom bunları istemiyordu.

Tom didn't want these.

Tom karışmak istemiyordu.

Tom didn't want to get involved.

Madenciler dövüşmek istemiyordu.

The miners did not want to fight.

Tom katılmak istemiyordu.

Tom didn't want to participate.

Tom bunu istemiyordu.

Tom wasn't asking for it.

Canım konuşmak istemiyordu.

I didn't feel like talking.

Sami kovulmak istemiyordu.

Sami didn't want to get fired.

Tom takılmak istemiyordu.

Tom didn't want to stick around.

Tom konuşmak istemiyordu.

Tom didn't want to speak.

Kimse yatırımcı olmak istemiyordu

Nobody wanted to be an investor

O, biriyle konuşmak istemiyordu.

She didn't want to speak to anyone.

O, onu kışkırtmak istemiyordu.

He didn't want to antagonize her.

Artık mücadele etmek istemiyordu.

She didn't want to fight no more.

Fakat Saule gitmek istemiyordu.

But Saule didn't want to go.

Tom bir tane istemiyordu.

Tom didn't want one.

Açıkçası Tom gitmek istemiyordu?

Evidently, Tom didn't want to go.

Tom fotoğrafının çekilmesini istemiyordu.

Tom didn't want his picture taken.

Tom artık yaşamak istemiyordu.

Tom didn't want to live any longer.

Tom aptal görünmek istemiyordu.

Tom didn't want to look stupid.

Tom onun olmasını istemiyordu.

- Tom didn't intend that to happen.
- Tom didn't want that to happen.

Tom Boston'a gönderilmek istemiyordu.

Tom didn't want to be sent to Boston.

Tom aptalca görünmek istemiyordu.

Tom didn't want to look foolish.

Tom'un canı çalışmak istemiyordu.

Tom didn't really feel like studying.

Tom da gitmek istemiyordu.

Tom didn't want to go either.

Tom Mary'nin ağlamasını istemiyordu.

Tom didn't want Mary to cry.

O seni incitmek istemiyordu.

He didn't mean to hurt you.

Sadece canım kalkmak istemiyordu.

I just didn't feel like getting up.

Tom açlıktan ölmek istemiyordu.

Tom didn't want to starve.

Tom caddede yaşamak istemiyordu.

Tom didn't want to live on the street.

Tom oyuna gitmek istemiyordu.

Tom didn't want to go to the play.

Tom kilo almak istemiyordu.

Tom didn't want to put on weight.

Tom erken gitmek istemiyordu.

Tom didn't want to leave early.

Tom, Mary'yle görülmek istemiyordu.

Tom didn't want to be seen with Mary.

Mary'yi düşman etmek istemiyordu.

Tom didn't want to antagonize Mary.

Tom tekrar evlenmek istemiyordu.

Tom didn't want to get married again.

Tom yanımda oturmak istemiyordu.

Tom didn't want to sit next to me.

Tom Boston'a gelmemi istemiyordu.

Tom didn't want me to come to Boston.

Tom doktora gitmek istemiyordu.

Tom didn't want to go to the doctor.

Tom Mary'yi öpmek istemiyordu.

Tom didn't want to kiss Mary.

Tom dişçiye gitmek istemiyordu.

Tom didn't want to go to the dentist's.

Tom ayrıntıları görüşmek istemiyordu.

Tom didn't want to discuss the details.

Tom umutsuz görünmek istemiyordu.

Tom didn't want to seem desperate.

Tom burada olmak istemiyordu.

Tom didn't want to be here.

Tom bizi orada istemiyordu.

Tom didn't want us there.

Tom, Boston'da yaşamak istemiyordu.

Tom didn't want to live in Boston.

Tom bir eş istemiyordu.

Tom didn't want a wife.

Tom sorunlarımı dinlemek istemiyordu.

Tom didn't want to hear about my problems.

Tom Mary'yi kaybetmek istemiyordu.

Tom didn't want to lose Mary.

Tom Mary'yi görmek istemiyordu.

Tom didn't want to see Mary.

Tom evini satmak istemiyordu.

Tom didn't want to sell his house.

Tom Fransızca okumak istemiyordu.

Tom didn't want to study French.

Tom partinin bitmesini istemiyordu.

Tom didn't want the party to end.

Tom dondurma yemek istemiyordu.

Tom didn't want to eat ice cream.

Dan hediyeyi bile istemiyordu.

Dan didn't even want the present.

Tom orada olmak istemiyordu.

Tom didn't want to be there.

Gerçekten hiç dövüşmek istemiyordu.

He did not really want to fight at all.

Davis, iç savaş istemiyordu.

Davis did not want civil war.

Polk gerçekten savaş istemiyordu.

Polk really did not want war.

O, onun ölmesini istemiyordu.

She didn't want him to die.

Onun çocukları şımartmasını istemiyordu.

She didn't want him to pamper the children.

Tom kimseyle konuşmak istemiyordu.

Tom didn't want to speak to anyone.

Tom dikkat çekmek istemiyordu.

Tom didn't want to attract attention.

Tom'un canı beklemek istemiyordu.

Tom didn't feel like waiting.

Tom plandan vazgeçmek istemiyordu.

Tom didn't want to give up on the plan.

Tom, Mary'yi utandırmak istemiyordu.

Tom didn't want to embarrass Mary.

Tom, Mary'nin çalışmasını istemiyordu.

Tom didn't want Mary to work.

Tom, Mary'nin bilmesini istemiyordu.

Tom didn't want Mary to know.

Tom'un canı konuşmak istemiyordu.

Tom didn't feel like talking.

Tom utangaç görünmek istemiyordu.

Tom didn't want to seem shy.

Tom Boston'a taşınmak istemiyordu.

Tom didn't want to move to Boston.

Kimse tıbbi tedavi istemiyordu.

No one sought medical treatment.

Tom çocukları uyandırmak istemiyordu.

- Tom didn't want to wake up the kids.
- Tom didn't want to wake the kids up.

Tom Mary'nin yardımını istemiyordu.

- Tom didn't want Mary's help.
- Tom didn't want Mary to help him.

Canım yemek yemek istemiyordu.

I didn't feel like eating.

Gerçekten canım gülmek istemiyordu.

I didn't really feel like laughing.

Tom sırada beklemek istemiyordu.

- Tom didn't want to wait in line.
- Tom didn't want to queue.
- Tom didn't want to stand in the queue.

Tom benimle kalmak istemiyordu.

Tom didn't want to stay with me.

Tom arabasını satmak istemiyordu.

Tom didn't want to sell his car.

Tom Fransızca öğrenmek istemiyordu.

Tom didn't want to learn French.

Tom Boston'da olmak istemiyordu.

Tom didn't want to be in Boston.

Tom farklı olmak istemiyordu.

Tom didn't want to be different.

Tom öğretmen olmak istemiyordu.

Tom didn't want to be a teacher.