Translation of "Istemiyorsa" in English

Eğer öğrenmek istemiyorsa, ona öğretemeyiz.

If he doesn't want to learn, we can't make him.

O istemiyorsa Tom'a yardım ettiremezsin.

You can't make Tom help if he doesn't want to.

Eğer öpülmek istemiyorsa Tom'u öpemem.

I can't kiss Tom if he doesn't want to be kissed.

Tom gitmek istemiyorsa gitmek zorunda değil.

If Tom doesn't want to go, he doesn't have to.

Tom istemiyorsa onu yapmak zorunda değil.

Tom doesn't have to do that if he doesn't want to.

Tom istemiyorsa onu yemek zorunda değil.

Tom doesn't have to eat it if he doesn't want to.

Eğer istemiyorsa Tom kalmak zorunda değil.

Tom doesn't have to stay if he doesn't want to.

Eğer istemiyorsa Tom gelmek zorunda değil.

Tom doesn't have to come if he doesn't want to.

Tom eğer istemiyorsa kalmak zorunda değildi.

Tom didn't have to stay if he didn't want to.

Eğer istemiyorsa Tom gelmek zorunda değildi.

Tom didn't have to come if he didn't want to.

Eğer istemiyorsa Tom'un gitmesine gerek yok.

Tom doesn't need to go if he doesn't want to.

Eğer istemiyorsa Tom'un gelmesine gerek yok.

Tom doesn't need to come if he doesn't want to.

Sami Müslüman olmak istemiyorsa zorla yapamazsın.

If Sami doesn't want to convert to Islam, you can't make him do this.

Tom istemiyorsa bunu yapmasına gerek yok.

Tom didn't need to do that if he didn't want to.

Tom eğer istemiyorsa kalmasına gerek yok.

Tom didn't need to stay if he didn't want to.

Tom yardım etmek istemiyorsa etmek zorunda değil.

If Tom doesn't want to help, he doesn't have to.

Eğer istemiyorsa Tom bunu yapmak zorunda değil.

Tom doesn't have to do this if he doesn't want to.

Tom eğer istemiyorsa benimle konuşmak zorunda değil.

Tom doesn't have to talk to me if he doesn't want to.

Tom istemiyorsa bize yardım etmek zorunda değil

Tom doesn't have to help us if he doesn't want to.

Eğer istemiyorsa Tom cevap vermek zorunda değil.

Tom doesn't have to answer if he doesn't want to.

Eğer istemiyorsa Tom şarkı söylemek zorunda değil.

Tom doesn't have to sing if he doesn't want to.

Eğer istemiyorsa Tom yardım etmek zorunda değil.

Tom doesn't have to help if he doesn't want to.

Tom eğer istemiyorsa yardım etmek zorunda değildi.

Tom didn't have to help if he didn't want to.

Tom, eğer istemiyorsa onu yapmasına gerek yok.

Tom doesn't need to do that if he doesn't want to.

Canın istemiyorsa hiçbir şey söylemek zorunda değilsin.

You don't have to say anything if you don't feel like it.

O seninle evlenmek istemiyorsa neden seninle nişanlandı?

If he doesn't want to marry you, why did he get engaged to you?

Tom eğer istemiyorsa oraya gitmesine gerek yok.

Tom doesn't need to go there if he doesn't want to.

Eğer istemiyorsa Tom'un yardım etmesine gerek yok.

Tom didn't need to help if he didn't want to.

Ya Tom ve Mary onu yapmak istemiyorsa?

What if Tom and Mary don't want to do that?

Jo sana söylemek istemiyorsa, ben de sana söylemeyeceğim.

If Jo doesn't want to tell you, I will not tell you either.

Eğer o gerçekten gitmek istemiyorsa gitmek zorunda olmamalı.

If he really doesn't want to go, he shouldn't have to.

Tom eğer istemiyorsa yarın okula gitmek zorunda değil.

Tom doesn't have to go to school tomorrow if he doesn't want to.

Eğer istemiyorsa Tom onun hakkında konuşmak zorunda değil.

Tom doesn't have to talk about it if he doesn't want to.

Tom oraya gitmek istemiyorsa oraya gitmek zorunda değil.

Tom doesn't have to go there if he doesn't want to.

Aynı zamanda boşanmayı kadın isterse ve erkek boşanmak istemiyorsa

At the same time, if the woman wants a divorce and the man does not want a divorce

Tom şimdi ev ödevini yapmak istemiyorsa yapmak zorunda değil.

If Tom doesn't want to do his homework now, he doesn't have to.

Tom eğer istemiyorsa artık sorulara cevap vermesine gerek yok

Tom doesn't need to answer any more questions if he doesn't want to.

Tom eğer istemiyorsa bana söylemek zorunda değildi ama söyledi.

Tom didn't have to tell me if he didn't want to, but he did.

Tom, eğer istemiyorsa Mary'nin burada kalmak zorunda olmadığını söylüyor.

Tom says Mary doesn't have to stay here if she doesn't want to.