Translation of "Kanepeye" in English

- Kanapeye uzan.
- Kanepeye yat.
- Kanepeye uzanın.

Lie on the couch.

Kanepeye uzanabilir miyim?

May I lie on the sofa?

Çocuk kanepeye uzandı.

The boy lay on the sofa.

O, kanepeye yayıldı.

He is sprawled out on the sofa.

Köpek kanepeye işiyor.

The dog is peeing on the sofa.

Tom kanepeye oturdu.

Tom sat down on the couch.

Sarı kanepeye oturacak.

She's going to sit on the yellow couch.

Tom kanepeye uzandı.

Tom is sprawled out on the sofa.

Ben kanepeye oturdum.

I sat on the couch.

John kanepeye uzandı.

John stretched out on the couch.

Sami kanepeye oturdu.

Sami sat on the couch.

Babam bacaklarını kanepeye uzattı.

Dad extended his legs on the sofa.

- Kanepeye oturma.
- Divana oturma.

Don't sit down on the sofa.

Tom bir kanepeye uzandı.

Tom was stretched out on a sofa.

Tom kanepeye yapayalnız oturdu.

Tom sat on the couch all alone.

Eğer yorgunsan kanepeye uzanabilirsin.

You can crash on the sofa if you're tired.

Onun yanındaki kanepeye oturdum.

I sat down on the couch next to him.

Tom'un yanındaki kanepeye oturdum.

- I sat down on the couch next to Tom.
- I sat down on the sofa next to Tom.

Tom kitabı kanepeye attı.

Tom tossed the book on the couch.

Lütfen kanepeye oturun ve rahatlayın.

- Sit on the sofa and feel at ease.
- Please sit on the sofa and relax.

Kanepeye uzanmamda sakınca var mı?

Do you mind if I lay down on the sofa?

Gözleri kapalı şekilde bir kanepeye yattı.

She lay on a sofa with her eyes closed.

Tom kanepeye uzandı uyuyor gibi görünüyordu.

Tom lay on the couch sound asleep.

Tom içeri yürüdü ve kanepeye oturdu.

Tom walked in and sat on the couch.

Bu kanepeye rahatlıkla üç kişi oturtulabilir.

This sofa can seat three people easily.

Tom yerde kanepeye yakın bir şey gördü.

Tom saw something on the floor by the sofa.

Kanepeye oturdu ve bacak bacak üstüne attı.

He sat on the bench and crossed his legs.

- Eve gelir gelmez kanepeye kurulup TV'de futbol izler.
- Eve varır varmaz kanepeye yayılıp televizyonda futbol seyreder.

As soon as he gets home he collapses on the settee and watches football on TV.

- Lütfen o kanepeye oturma.
- Lütfen şu banka oturmayın.

Please don't sit on that bench.

Misafir ağırlayabilmek için büyük bir kanepeye ihtiyacın var.

To receive guests, you need a large sofa.

Tom ve Mary birbirine çok yakın kanepeye oturdu.

Tom and Mary sat on the couch very close together.