Translation of "Katılmıyorum" in English

0.009 sec.

Examples of using "Katılmıyorum" in a sentence and their english translations:

Kararına katılmıyorum.

I don't disagree with your decision.

Sana katılmıyorum.

I disagree with you.

Ben katılmıyorum.

I disagree.

Ona katılmıyorum.

I disagree with it.

Tamamen katılmıyorum.

I disagree completely.

Tom'a katılmıyorum.

- I disagree with Tom.
- I don't agree with Tom.

Buna katılmıyorum.

I don't agree with this.

Kesinlikle katılmıyorum.

I couldn't disagree more.

Fikrine katılmıyorum.

I don't subscribe to your idea.

Söylediklerinize katılmıyorum.

I disagree with what you say.

- Senin öncülüne katılmıyorum.
- Senin önermene katılmıyorum.

I disagree with your premise.

Kısacası, ben katılmıyorum.

In short, I disagree.

Buna tamamen katılmıyorum.

I completely disagree with this.

Ben ona katılmıyorum.

I disagree with that.

Sana tamamen katılmıyorum.

- I completely disagree with you.
- I totally disagree with you.

Tom'un ifadesine katılmıyorum.

I disagree with Tom's statement.

O yoruma katılmıyorum.

I disagree with that comment.

Ben karara katılmıyorum.

I disagree with the verdict.

Sana katılmıyorum Tom.

I disagree with you, Tom.

Niçin size katılmıyorum?

Why don't I join you?

Ben hiç katılmıyorum.

I don't agree at all.

Tom'a tamamen katılmıyorum.

I totally disagree with Tom.

Tom'a asla katılmıyorum.

I never disagree with Tom.

Tom'un görüşlerine katılmıyorum.

I disagree with Tom views.

Tom'un söylediğine katılmıyorum.

I don't agree with what Tom said.

Bu söze katılmıyorum.

I don't agree with that statement.

Korkarım ki katılmıyorum.

- I'm afraid I disagree.
- I'm afraid that I disagree.

Bu konuda size katılmıyorum.

I don't agree with you on the matter.

Hükümetin eğitim politikasına katılmıyorum.

I don't agree with the government's policy on education.

Sana söyledim, ben katılmıyorum.

I told you, I disagree.

Ben tamamen size katılmıyorum.

I totally disagree with you.

İnsan hakları ihlaline katılmıyorum.

I don't agree with violation of human rights.

Kesinlikle hayır, sana katılmıyorum.

Certainly not, I don't agree with you.

Ben buna hiç katılmıyorum.

I don't agree with that at all.

Söylediğin her şeye katılmıyorum.

I don't agree with everything you said.

Açıkçası, bu karara tamamen katılmıyorum.

Just for the record, I totally disagree with this decision.

Ben o hususta sana katılmıyorum.

I can't agree with you here.

Eğer bana sorarsan, buna katılmıyorum.

If you ask me, I don't agree with that.

- Sana katılmıyorum.
- Sizinle aynı fikirde değilim.
- Size katılmıyorum.
- Sizinle aynı görüşte değilim.

- I don't agree with you.
- I disagree with you.
- I do not agree with you.

Her neyse, ben senin fikrine katılmıyorum.

Anyway, I disagree with your opinion.

Katılmıyorum, "ırk" kelimesini kullanmak ırkçı değildir.

I disagree. It's not racist to use the word "race."

- Kusura bakma, ama katılmıyorum.
- Üzülerek katılmadığımı belirtmeliyim.

I must respectfully disagree.

Senin iddialarını anlıyorum. Onlara katılmıyorum ama anlıyorum.

I understand your arguments. I disagree with them, but I understand them.

Duygusal bir düzeyde katılıyorum ama pragmatik düzeyde katılmıyorum.

I agree on an emotional level, but on the pragmatic level I disagree.

Ben senin düşünceni anlıyorum, ama yine de katılmıyorum.

I get your point, but I still don't agree.

- Ben onlara katılmıyorum.
- Ben onlarla aynı düşüncede değilim.

I disagree with them.

- Bu konuda size katılmıyorum.
- Bu konuda size katılamıyorum.

- I cannot agree with you on this point.
- I can't agree with you on this point.

Tom'un az önce söylediği hemen hemen hiçbir şeye katılmıyorum.

- I disagree with just about everything Tom just said.
- I disagree with almost everything Tom just said.

Sana karşı oldukça dürüst olmak gerekirse, o açıklamaya katılmıyorum.

To be quite honest with you, I disagree with that statement.

- Ben aynı fikirde değilim.
- Aynı fikirde değilim.
- Ben katılmıyorum.
- Uygun bulmuyorum.

- I don't agree.
- I do not agree.
- I have a different opinion.
- I disagree.

- O noktada Tom'la aynı fikirde değilim.
- O noktada Tom'la aynı düşüncede değilim.
- O noktada Tom'a katılmıyorum.

I don't agree with Tom on that point.