Translation of "Konuşabileceğini" in English

Fransızca konuşabileceğini sanmıyorum.

I don't think she can speak French.

Fransızca konuşabileceğini düşündüm.

- I thought you could speak French.
- I thought that you could speak French.

Benimle konuşabileceğini biliyorsun.

- You know you can talk to me.
- You know that you can talk to me.

Belki Tom'la konuşabileceğini umuyordum.

I was hoping maybe you could talk to Tom.

Tom'un Fransızca konuşabileceğini ummuyordum.

I had not expected Tom to be able to speak French.

Sana konuşabileceğini söyledim mi?

Did I say you could talk?

Tom'un Fransızca konuşabileceğini sanmıyorum.

- I don't think Tom can speak any French.
- I don't think that Tom can speak any French.

Tom'un Fransızca konuşabileceğini duydum.

I hear that Tom can speak French.

Tom'a Fransızca konuşabileceğini söyledim.

I told Tom that you can speak French.

Tom'un Fransızca konuşabileceğini unuttum.

- I forgot that Tom could speak French.
- I forgot Tom could speak French.

Tom Fransızca konuşabileceğini iddia ediyor.

Tom claims that he can speak French.

Tom'un Fransızca konuşabileceğini düşünüyor musun?

Do you think Tom can speak French?

Tom Mary'nin Fransızca konuşabileceğini düşündü.

- Tom thought Mary could speak French.
- Tom thought that Mary could speak French.

Tom altı dil konuşabileceğini söylüyor.

Tom says that he can speak six languages.

Tom Mary'nin Fransızca konuşabileceğini sanmıyor.

Tom doesn't think Mary can speak French.

Tom Mary'nin Fransızca konuşabileceğini bilmiyordu.

- Tom didn't know that Mary could speak French.
- Tom didn't know Mary could speak French.

Herkes Tom'un Fransızca konuşabileceğini bilir.

- Everyone knows Tom can speak French.
- Everyone knows that Tom can speak French.

Buradaki herkesin Fransızca konuşabileceğini düşündüm.

- I thought everyone here could speak French.
- I thought that everyone here could speak French.
- I thought that everybody here could speak French.

Fransızca konuşabileceğini söylediğini mi duydum?

Did I hear you say you could speak French?

Tom, Mary'nin Fransızca konuşabileceğini söyledi.

- Tom said Mary could speak French.
- Tom said that Mary could speak French.

Tom'a Mary'nin Fransızca'nın konuşabileceğini söyledim.

I told Tom that Mary could speak French.

Tom Mary'nin Fransızca konuşabileceğini düşünmediğini söyledi.

- Tom said he didn't think Mary could speak French.
- Tom said that he didn't think Mary could speak French.
- Tom said that he didn't think that Mary could speak French.
- Tom said he didn't think that Mary could speak French.

Ne kadar sürede Tom'la konuşabileceğini düşünüyorsun?

How soon do you think you can talk to Tom?

Onun hakkında Tom'la konuşabileceğini düşünüyor musun?

- Do you think you could talk to Tom about that?
- Do you think that you could talk to Tom about that?

Gerçekten Tom'un Fransızca konuşabileceğini düşünüyor musun?

Did you really think Tom could speak French?

Tom, Mary'nin Fransızca konuşabileceğini bildiğini sanmıyorum.

- I don't think Tom knows Mary can speak French.
- I don't think that Tom knows Mary can speak French.

Tom, Mary'nin Fransızca konuşabileceğini bilmediğini söyledi.

- Tom said that he didn't know that Mary could speak French.
- Tom said he didn't know that Mary could speak French.

- Konuşabileceğini kim söyledi?
- Sana kim konuşabilirsin dedi?

Who said you could speak?

Tom'un bu kadar iyi Fransızca konuşabileceğini düşünmedim.

- I didn't think Tom could speak French that well.
- I didn't think that Tom could speak French that well.

Tom'un Fransızca konuşabileceğini düşünüyorum. Ancak, hatalı olabilirim.

- I think Tom can speak French. However, I could be wrong.
- I think that Tom can speak French. However, I could be wrong.

Tom'un Fransızcayı benden daha iyi konuşabileceğini biliyorum.

- I know that Tom can speak French better than I can.
- I know Tom can speak French better than I can.

Tom, Fransızcayı konuşabileceğini düşündüğüm kadar iyi konuşmadı.

Tom didn't speak French as well as I thought he could.

Tom bana Mary'nin Fransızca konuşabileceğini düşündüğünü söyledi.

- Tom told me that he thought Mary could speak French.
- Tom told me he thought Mary could speak French.
- Tom told me he thought that Mary could speak French.
- Tom told me that he thought that Mary could speak French.

Ben sadece Tom'un Mary ile mantıklı konuşabileceğini düşündüm.

I just thought Tom might talk some sense into Mary.

- Tom'un Fransızca konuşabileceğini sanmıyorum.
- Tom'un Fransızca konuşabildiğini sanmıyorum.

- I don't think Tom can speak French.
- I don't think that Tom can speak French.

Kimse Tom'un bu kadar iyi Fransızca konuşabileceğini bilmiyordu.

- Nobody knew that Tom could speak French so well.
- No one knew that Tom could speak French so well.
- Nobody knew Tom could speak French so well.
- No one knew Tom could speak French so well.

Tom'un bu kadar akıcı biçimde Fransızca konuşabileceğini bilmiyordum.

- I didn't know that Tom could speak French so fluently.
- I didn't know Tom could speak French so fluently.

Tom'un o kadar iyi Fransızca konuşabileceğini asla aklımdan geçirmezdim.

I would never have guessed that Tom could speak French so well.

Tom'un Fransızca konuşabileceğini biliyorum. Mary'nin de konuşabilip konuşamayacağını merak ediyorum.

- I know that Tom can speak French. I wonder if Mary can, too.
- I know Tom can speak French. I wonder if Mary can, too.