Translation of "Konuştuğunu" in English

Konuştuğunu duydum.

I heard you talking.

- Kimle konuştuğunu sanıyorsun?
- Kiminle konuştuğunu sanıyorsun sen?

Who do you think you're talking to?

Senin konuştuğunu duydum.

I heard you talking.

Telefonda konuştuğunu duydum.

I heard you talking on the phone.

Tom'la konuştuğunu duydum.

I heard you talking to Tom.

Fransızca konuştuğunu biliyorum.

- I know you speak French.
- I know that you speak French.

Ne konuştuğunu bilmiyorsun.

You don't know what you're talking about.

Fransızca konuştuğunu bilmiyordum.

- I didn't know you spoke French.
- I didn't know that you spoke French.

Onlarla konuştuğunu gördüm.

I saw you talking to them.

Onunla konuştuğunu gördüm.

I saw you talking to him.

Onlarla konuştuğunu duydum.

I heard you talking to them.

Onunla konuştuğunu duydum.

I heard you talking to him.

Onlarla konuştuğunu anlıyorum.

I take it you talked to them.

Onunla konuştuğunu anlıyorum.

I take it you talked to him.

Konuştuğunu duymak istemiyorum.

I don't want to hear you speak.

Fransızca konuştuğunu sanmıştım.

- I thought you spoke French.
- I thought that you spoke French.

Tom'un kimle konuştuğunu öğren.

Find out who Tom has been talking to.

Tom'un kimle konuştuğunu göremiyorum.

I can't see who Tom is talking to.

Onun Latince konuştuğunu düşünüyorum.

I think he was speaking Latin.

Barbara'nın Fransızca konuştuğunu unuttum.

I forgot that Barbara spoke French.

Zaten Tom'la konuştuğunu düşündüm.

- I thought you'd already talked to Tom.
- I thought that you'd already talked to Tom.

Ne hakkında konuştuğunu anlamıyorum.

I don't understand what you are talking about.

Tom'un Fransızca konuştuğunu unuttum.

I forgot Tom spoke French.

Fransızca konuştuğunu fark etmedim.

I didn't realize you could speak French.

Ne hakkında konuştuğunu biliyorum.

I know what you're talking about.

Tom'un Fransızca konuştuğunu sanmıyorum.

- I don't think Tom speaks French.
- I don't think that Tom speaks French.

Tom'un Fransızca konuştuğunu duydum.

I heard Tom speaking French.

Tom'un telefonda konuştuğunu duydum.

I heard Tom talking on the phone.

Tom'la biraz konuştuğunu anlıyorum.

I understand you had a little talk with Tom.

Böyle konuştuğunu hiç duymadım.

I've never heard you talk like that.

Tom'un Fransızca konuştuğunu bilmiyordum.

- I didn't know that Tom speaks French.
- I didn't know Tom speaks French.

Onlarla konuştuğunu hatırlıyor musun?

Do you remember talking to them?

Benimle konuştuğunu hatırlıyor musun?

Do you remember talking to me?

Onunla konuştuğunu farz ediyorum.

I take it you talked to her.

Senin Fransızca konuştuğunu duydum.

I heard you speaking French.

Onların Fransızca konuştuğunu duydum.

I heard them speaking French.

Onun Fransızca konuştuğunu duydum.

I heard him speaking French.

Tom'un kimle konuştuğunu bilmiyorum.

I don't know who Tom talked to.

Tom Fransızca konuştuğunu söyledi.

- Tom said you speak French.
- Tom said that you speak French.

Ne hakkınızda konuştuğunu bilmiyorum.

- I don't know what you're talking about.
- I don't know what you're talking about!

Kimin konuştuğunu sorabilir miyim?

May I ask who's speaking?

Sen kiminle konuştuğunu sanıyorsun?

Who the hell do you think you're talking to?

Fadıl'ın Arapça konuştuğunu bilmiyordum.

I didn't know Fadil spoke Arabic.

Birinin konuştuğunu duydun mu?

Did you hear anyone talking?

Tom kiminle konuştuğunu düşünüyor?

Who does Tom think he's talking to?

Tom Fransızca konuştuğunu söylüyor.

Tom says he speaks French.

Tom'un Fransızca konuştuğunu duyduk.

We heard Tom speaking French.

Tom, Fransızca konuştuğunu söyledi.

Tom said that he spoke French.

Tom Mary'nin konuştuğunu duyabiliyordu.

Tom could hear Mary talking.

Adamın Fransızca konuştuğunu düşünüyorum.

I think that man was talking in French.

Tom kimin konuştuğunu göremiyordu.

Tom couldn't see who was talking.

Tom'un kiminle konuştuğunu biliyorum.

I know who Tom talked to.

Tom'un kiminle konuştuğunu biliyordum.

I knew who Tom had talked to.

Bazen ne hakkında konuştuğunu unutuyor.

He sometimes forgets what he was talking about.

Onun İngilizce konuştuğunu duydun mu?

Have you heard her speaking English?

Bitişik odada birinin konuştuğunu duyuyorum.

I can hear someone talking in the next room.

Dün gece uykunda konuştuğunu duydum.

I heard you talking in your sleep last night.

Ne hakkında konuştuğunu bilmek istiyorum.

I'd like to know what you talked about.

Tom'un benim hakkımda konuştuğunu bilmiyordum.

- I didn't know that Tom talked about me.
- I didn't know Tom talked about me.

Onun İngilizceyi akıcı konuştuğunu duydum.

I heard her speak English fluently.

Onun akıcı İngilizce konuştuğunu duydum.

I heard him speak fluent English.

Tom'un ne hakkında konuştuğunu bilmiyorum.

- I don't know what Tom is talking about.
- I don't know what Tom's talking about.

Tom ve Mary'nin konuştuğunu duydum.

I heard Tom and Mary talking.

Tom'un biraz Fransızca konuştuğunu biliyordum.

- I knew Tom spoke a little French.
- I knew that Tom spoke a little French.

Tom'un ne hakkında konuştuğunu biliyorum.

I know what Tom is talking about.

Ne hakkında konuştuğunu gerçekten anlamıyorum.

I really don't understand what you're talking about.

Siz arkadaşların Tom'la konuştuğunu gördüm.

I saw you guys talking to Tom.

Tom'un Fransızca konuştuğunu hiç duymadım.

I've never heard Tom speak French.

Tom bana Fransızca konuştuğunu söyledi.

- Tom told me that he spoke French.
- Tom told me he spoke French.
- Tom told me he speaks French.
- Tom told me that he speaks French.

Tom'un kimle konuştuğunu merak ediyorum.

I wonder who Tom was talking to.

Tom'un telefonda Fransızca konuştuğunu duydum.

I heard Tom talking on the phone in French.

Onun ne hakkında konuştuğunu anlayamadım.

I couldn't figure out what she was talking about.

Tom ne hakkında konuştuğunu bilmiyordu.

Tom didn't know what he was talking about.

Tom'un Mary ile konuştuğunu gördüm.

I saw Tom talking to Mary.

Hiç Tom'un konuştuğunu duydun mu?

Have you ever heard Tom talk?

Onun İngilizce konuştuğunu asla duymadım.

I have never heard him speak English.

Tom'un Fransızcayı iyi konuştuğunu düşünüyorum.

- I think Tom speaks French well.
- I think that Tom speaks French well.

Siz arkadaşların onunla konuştuğunu gördüm.

I saw you guys talking to her.