Translation of "Koruması" in English

0.005 sec.

Examples of using "Koruması" in a sentence and their english translations:

Tom'un özel koruması var.

Tom has a personal bodyguard.

Tom'un bizi koruması bekleniyordu.

Tom was supposed to protect us.

Tom'un Mary'yi koruması gerekiyordu.

- Tom was supposed to be protecting Mary.
- Tom was supposed to protect Mary.

Tom'un Mary'yi koruması bekleniyor.

Tom is supposed to protect Mary.

Sami'nin kendisini koruması gerekiyordu.

Sami needed to protect himself.

Herhangi bir antikor koruması yoktur

They don't have any antibody protection,

Tom'un artık beni koruması gerekmiyor.

Tom doesn't need to protect me anymore.

Cinsel taciz farkındalığı ve koruması üzerine

I decided I'm going to start a program

Onu fethettiğin yabancıların koruması altında bırakır.

leaving him under the protection of the foreigners you’d conquered.

Tom'un beni koruması gerektiğini düşünmesini istemiyorum.

I don't want Tom thinking he needs to protect me.

- Leyla'nın Sami Fadıl isimli bir koruması vardı.
- Leyla'nın Sami Fadıl adında bir koruması vardı.

Layla had a bodyguard named Sami Fadil.

- Tom, Mary'yi korumalıydı.
- Tom'un Mary'yi koruması gerekirdi.

- Tom should've protected Mary.
- Tom should have protected Mary.

Bu ilacın gribe karşı hiçbir koruması yoktur.

This medicine is no protection against influenza.

Ki hem yerleştirmesi zor, hem de koruması pahalı.

which is both dangerous to deploy and expensive to maintain.

Dan kendini koruması için Linda'ya bir bıçak verdi.

Dan gave Linda a knife to protect herself.

Uygun radyasyon koruması olmadan, insanlar derin uzayda dışarı çıkamaz.

Without proper radiation protection, humans can't venture out in deep space.

Polis koruması eksikliği ile ilgili bir sürü şikayetler vardı.

There have been a lot of complaints about the lack of police protection.

Mary ve John onu öldürmekle tehdit ettikten sonra, Tom polis koruması istedi.

Tom asked for police protection after Mary and John threatened to kill him.

- Tom, Mary'nin koruması olarak işe alındı.
- Tom, Mary'ye korumalık yapmak için işe alındı.

Tom was hired to be Mary's bodyguard.