Translation of "Liseye" in English

- Boston'da liseye gittim.
- Liseye Boston'da gittim.

I went to high school in Boston.

Tom liseye gitmedi.

Tom never went to high school.

Hangi liseye gittin?

What high school did you go to?

Liseye nereye gittin?

Where did you go to high school?

Tom liseye gider.

Tom goes to high school.

Sami liseye gitti.

Sami went to high school.

Liseye Avustralya'da gittim.

I went to high school in Australia.

Sami, liseye başladı.

Sami started high school.

Nerede liseye devam ediyorsun?

Where do you attend high school?

Tom hangi liseye gitti?

What high school did Tom go to?

O, benimle liseye gitti.

She went to high school with me.

Liseye Tom'la gittiğini unuttum.

I forgot you went to high school with Tom.

Liseye gitmek harika olacak.

It will be great to go to senior high.

Onlarla birlikte liseye gittim.

I went to high school with them.

Onunla birlikte liseye gittim.

I went to high school with him.

Tom liseye benimle gitti.

Tom went to high school with me.

Hangi liseye devam ediyorsun?

Which high school do you attend?

Biz liseye birlikte gittik.

We went to high school together.

Biz aynı liseye gittik.

We went to the same high school.

- Tom'un gittiği aynı liseye gittim.
- Tom ile aynı liseye gittim.

I went to the same high school as Tom did.

- Tom, Mary ile liseye gitti.
- Tom liseye Mary ile birlikte gitti.

Tom went to high school with Mary.

Birlikte liseye gittiğim birisine benziyorsun.

You look like somebody I went to high school with.

Tom başka bir liseye gidiyor.

Tom goes to a different high school.

Ben liseye Tom'la birlikte gittim.

I went to high school with Tom.

Sen benim liseye gitmedin mi?

Didn't you go to my high school?

Tom bu sonbaharda liseye başlıyor.

Tom starts high school this fall.

Ben bir genel liseye gittim.

I went to a public high school.

Liseye giden bir çocuğum var.

I have a kid that goes to the high school.

Tom gelecek ay liseye başlar.

Tom starts high school next month.

Mary ve Tom liseye gidiyorlar.

Mary and Tom go to high school.

- Tom liseye gidiyor.
- Tom lisede.

Tom is in high school.

Tom ve Mary aynı liseye gitti.

Tom and Mary went to the same high school.

Macy eğitim almak için liseye gitti.

Macy went to high school to get an education.

Tom ve ben birlikte liseye gittik.

Tom and I went to high school together.

Tom ve ben aynı liseye gidiyoruz.

Tom and I go to the same high school.

- Hangi liseye gittin?
- Hangi ortaokula gidiyordun?

What high school did you go to?

Tom ve ben aynı liseye gittik.

Tom and I went to the same high school.

Tom çok küçük bir liseye gitti.

Tom went to a very small high school.

Tom'un liseye nereye gittiğini merak ediyorum.

I wonder where Tom went to high school.

Tom ve Mary aynı liseye gidiyor.

Tom and Mary go to the same high school.

Bu benim arkadaşım Rachel. Birlikte liseye gittik.

This is my friend Rachel. We went to high school together.

Tom'un liseye hiç gitmemiş olduğunu fark etmedim.

- I didn't realize that Tom had never gone to high school.
- I didn't realize Tom had never gone to high school.

Tom Mary'nin liseye nereye gittiğini bilmek istiyor.

Tom wants to know where Mary went to high school.

Tom Mary'nin nerede liseye gittiğini görmek istiyordu.

Tom wanted to see where Mary went to high school.

O yazıyı yazan kişiyle aynı liseye gittim.

I went to high school with the person who wrote that article.

Mary ilköğretime gitti fakat Tom liseye gitti.

Mary went to a Hauptschule, but Tom went to Gymnasium.

Tom Mary'nin liseye nereye gittiğini merak etti.

Tom wondered where Mary had gone to high school.

Tom, Mary'nin liseye nereye gittiğini bilmek istedi.

Tom wanted to know where Mary went to high school.

Liseye giren bir sopa çekirgesi hakkında bir opera yazdı.

He wrote an opera about a stick insect going through high school.

Tam liseye giden yol üzerinde bu tür bir yer olduğunu bilmiyordum.

I didn't know that there was this sort of place just on the route to the high school.

Tom ve ben aynı liseye gittik. O benim bir yıl arkamdaydı.

Tom and I went to the same high school. He was a year behind me.

Tom ve ben aynı liseye gittik. O benim bir yıl önümdeydi.

Tom and I went to the same high school. He was a year ahead of me.

Tom ve ben aynı liseye gittik. O benden iki yıl aşağıdaydı.

Tom and I went to the same high school. He was two years below me.

Tom ve ben aynı liseye gittik. O benden iki yıl yukarıdaydı.

Tom and I went to the same high school. He was two years above me.

Tek bir günü kaçırmadan ya da geç kalmadan üç sene liseye devam etti.

He attended the high school for three years without missing a single day or being late.

Tom ve Mary aynı liseye gittiyse de, ikisi de otuzlu yaşlarına gelene kadar birbirleriyle konuşmadılar.

Even though Tom and Mary went to the same high school, they never talked to each other until they were both in their thirties.

Tom bir tek gün bile kaçırmadan ya da hiç geç kalmadan üç yıl liseye devam etti.

Tom attended high school for three years without missing a single day or ever being late.