Translation of "Makine" in English

0.031 sec.

Examples of using "Makine" in a sentence and their english translations:

- Makine hizmet dışıdır.
- Makine bozuktur.

The machine is out of order.

- Bu makine rölantide.
- Bu makine boşta çalışıyor.

This machine is idling.

Makine, yağdan tıkanmış.

The machine was clogged with grease.

Makine şimdi çalışıyor.

The machine is now in operation.

Makine tozla kaplıydı.

The machine was coated with dust.

Bu makine bozuk.

This machine is broken.

Bu makine değersiz.

This machine is worthless.

Makine şimdi senindir.

The machine's yours now.

Makine çalışmayı durdurdu.

The machine has stopped functioning.

Makine çalışmayı kesti.

The machine stopped functioning.

Bu makine çalışmayacak.

This machine won't work.

Makine monte edilmelidir.

The machine has to be assembled.

Bu makine bozuktur.

This machine is out of order.

O makine bozuk.

That machine is out of order.

- Bu makine ne iş yapar?
- Bu makine neye yarıyor?

What does this machine do?

Kaldıraç basit makine yok

no leverage simple machine

Makine çok elektrik üretir.

The machine generates a lot of electricity.

Makine kendi kendine çalışır.

The machine works by itself.

Makine çok yer kaplar.

The machine takes a lot of room.

Makine bu şekilde kullanılır.

The machine is used in this way.

Makine parçaları ithalatında uzmanız.

We specialize in the import of machinery parts.

Bu makine elektrik üretir.

This machine generates electricity.

Sen bir makine gibisin.

You're like a machine.

Makine çevirisi neden kullanışsızdır?

Why is machine translation useless?

Makine tam kapasiteyle çalışıyordu.

The machine was working at full blast.

Bu makine elektrikle çalıştırılır.

This machine is driven by electricity.

Bu makine çevre dostudur.

This machine is environmentally friendly.

Bu makine iyi çalışmıyor.

This machine does not run well.

Bu makine bazen bozulur.

This machine sometimes breaks down.

Bu makine çok faydalıdır.

This machine is of great use.

- Motor çalışıyordu.
- Makine çalışıyordu.

The engine was running.

O makine ne için?

What's that machine for?

Gürültülü makine sessizliği bozuyor.

The noisy machine disturbs the silence.

Tom bir makine mühendisidir.

Tom is a mechanical engineer.

- Makine çalışıyordu.
- Kılga işliyordu.

The engine was running.

Bu makine neye yarıyor?

What does this machine do?

Tom makine mühendisliği öğrencisi.

Tom is a mechanical engineering student.

Tereddütsüz saldıran, sürüngen bir makine.

It’s a slithering loaded gun with a hair trigger.

Eğer makine bozulursa, sen sorumlusun.

If the machine is damaged, you are responsible.

Ne kadar harika bir makine.

What a wonderful machine!

Makine bütün gün boyunca çalışır.

The machine operates all day long.

Makine, Amerikan şirketi tarafından üretildi.

The machinery was produced by American company.

Bu muhtemelen bir makine çevirisi.

It is probably a machine translation.

Ben bir makine çevirisi kullanıyorum.

I'm using a machine translation.

Makine çevirileri kullanmadığına emin misin?

Are you sure you don't use machine translations?

Bu makine muazzam çukurlar kazabilir.

This machine can dig giant holes.

Makine çok miktarda elektrik üretti.

The machine generated large amounts of electricity.

Hiçbir makine senin yerini alamaz.

No machine could replace you.

Bu makine sağlam ve emisyonsuzdur.

This machine is robust and emission-free.

Bu makine yirmi yaşından fazladır.

This machine is more than twenty years old.

Bu makine şimdi çağ dışıdır.

This machine is now out of date.

Bu makine Fransa'da imal edilmiştir.

This machine was manufactured in France.

Bu makine bir süredir çalışmıyordu.

This machine was out of order for a while.

Bu; makine çevirisi gibi gözüküyor.

It looks like a machine translation.

- Makine mühendisliğinde yüksek lisans derecem var.
- Makine mühendisliğinde yüksek lisans diplomam var.

I have a master's degree in mechanical engineering.

- Bu tür makine henüz icat edildi.
- Bu tür bir makine henüz icat edilmedi.

That kind of machine is yet to be invented.

- Bu makine küçük bir motor tarafından çalıştırılıyor.
- Bu makine küçük bir motorla çalıştırılıyor.

This machine is driven by a small motor.

Makine ile ilgili bir sorun olmalı.

Something must be wrong with the machinery.

Makine, sorunun nedenini bulamayacağımız kadar karmaşıktı.

The machine was too complicated for us to find out the cause of the trouble.

Bu makine zaman kazandırmaya yardım etmeli.

This machine should help save time.

Bu makine tam olarak ne yapıyor?

What does this machine do exactly?

Bu makine yaklaşık otuz ton ağırlığında.

This machine weighs nearly thirty tons.

Oğlumun bir makine mühendisi olmasını istiyorum.

I want my son to become a mechanical engineer.

Bunu sağa çevirin ve makine başlayacaktır.

Turn this to the right, and the machine will start.

Bu makine dakikada 100 kopya yapar.

This machine makes 100 copies a minute.

Bu makine dakikada 60 sayfa basabilir.

This machine can print sixty pages a minute.

O eski makine hâlâ kullanılabilir mi?

Is that machine still usable?

Tom, makine mühendisliğinde bir dereceye sahiptir.

Tom has a degree in mechanical engineering.

- Bu makine emekten tasarruf etmemizi sağlıyor.
- Bu makine bize bir sürü iş gücü kazandırır.

This machine saves us a lot of labor.

Makine o kadar hassas ki kolayca bozuluyor.

The machine is so delicate that it easily breaks.

Yönetici gerçekten güçlü bir makine satın aldı.

- The supervisor bought a really fast machine.
- The supervisor bought a really powerful machine.

Makine yine aynı hatayı yaparsa, firmasına yazın.

Write to the manufacturer if the machine develops the same fault again.

Bu makine ile bir sürü sorun yaşadık.

We've had a lot of problems with this machine.

Daha önce hiç böyle bir makine duymadım.

I never heard of such a machine before.

Yönetici gerçekten hızlı bir makine satın aldı.

The supervisor bought a really fast machine.

Bu makine benim taşıyamayacağım kadar çok ağır.

This machine is too heavy for me to carry.

Bu makine bir saatte bin vida üretir.

This machine cranks out a thousand screws an hour.

Tom makine mühendisi olmak için öğrenim görüyor.

Tom is studying to be a mechanical engineer.

Tom makine mühendisliği okumak için Boston'a gitti.

Tom went to Boston to study mechanical engineering.

Makine çevirileri her zaman doğru sonuç vermez.

Machine translations are not always precise.

Bu makine, her türden metalin cilalanması için kullanılır.

This machine is used for polishing all kinds of metal.

Bu makine, küçük bir elektrik motoru ile çalıştırılır.

This machine is driven by a small electric motor.

Bu makine bozuk. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.

This machine is out of order. Please try again later.

''Hem opera hem makine mühendisliği okumak tuhaf olmaz mı?

"Wouldn't it be weird to study opera and mechanical engineering?

Vahşi hayat çok basit ve toplumlarımız çok karmaşık makine!

The savage life is so simple, and our societies are such complex machinery!

Sen bir makine mühendisisin ve ben bir yazılım geliştiricisiyim

You are a mechanical engineer and I am a software developer.

Bu makine paranı alır ve karşılığında sana bir şey vermez.

This machine takes your money and gives you nothing in return.

Uzun düşündükten sonra, Beth makine mühendisliği konusunda uzmanlaşmaya karar verdi.

After long consideration, Beth decided to major in mechanical engineering.

Eğer bir hata yaparsam, bu sadece sana bir makine olmadığımı gösterir.

If I make a mistake, it only shows you I am not a machine.

Bu yeni makine sahip olduğumuz o eski şeyden çok daha iyi.

This new machine is much better than that old thing we had.

- Bu makineyi kim icat etti?
- Bu makine kim tarafından icat edildi?

Who invented this machine?

- Bu makinenin nasıl çalıştığını açıklayabilir misin?
- Açıklayabilir misin, bu makine nasıl çalışıyor?

Can you explain how this machine works?

Tesla'nın bir sorunu var, çok ciddi bir sorun: para yakmak için bir makine.

Tesla has a problem, a very serious problem: it is a machine for burning money.

John sahtekâr satıcının işe yaramaz bir makine parçasını alırken onu kandırdığını iddia etti.

John claimed that the dishonest salesman had tricked him into buying a useless piece of machinery.