Translation of "Nutuk" in English

O bir nutuk çekti.

He delivered a speech.

Nutuk çekmeyi bırak Tom.

Get off your soapbox, Tom.

Onun bana nutuk atmasından usandım.

- I'm fed up with him always preaching to me.
- I'm tired of him bawling me out.

O, hükümetin kendi haklarına nasıl zarar verdiği hakkında nutuk atmaya başladı.

He launched into a tirade about how the government is encroaching on his rights.

O, nükleer enerjini kötülükleri üzerine bir saatten daha fazla nutuk çekti.

He held forth for more than an hour on the evils of nuclear power.