Translation of "Otopark" in English

Otopark ücretsizdir.

The parking lot is free of charge.

Otopark doluydu.

Parking was full.

Otopark neredeyse boş.

The parking lot is nearly empty.

Otopark neredeyse boştu.

The parking lot was almost empty.

Arabamı getiremiyorum. Otopark yok.

I cannot bring my car. There is no parking.

Otopark hemen hemen boş.

The parking lot is almost empty.

Buralarda otopark bulmak imkansız.

It's impossible to find parking around here.

Otopark ne zaman kapanır?

What time does the parking lot close?

Neden otopark çok kaygan?

Why is the parking lot so slippery?

Engelli otopark yeri mevcuttur.

Handicapped parking is available.

Tom bir otopark görevlisidir.

Tom is a parking garage attendant.

Tiyatronun arkasında bir otopark var.

There is a parking lot behind the theater.

Bankanın önündeki otopark tamamen dolu.

The parking lot in front of the bank was completely full.

Bu otopark biletini doğrulayabilir misin?

Can you validate this parking ticket?

Otopark görevlisi senin mazeretini doğruladı.

The parking lot attendant confirmed your alibi.

Otopark iki bina ileride bulunuyordu.

The parking lot was located two buildings ahead.

Otopark bana otuz dolara mal oldu.

It cost me thirty dollars for parking.

Tom anahtarlarını otopark görevlisine teslim etti.

Tom handed his keys to the parking attendant.

Biz bir otopark ararken çok zaman harcadık.

We spent a lot of time looking for a parking lot.

Otopark görevlisi Tom'a boş bir yer gösterdi.

A parking lot attendant waved Tom into a space.

Tom otopark için ne kadar para ödemeli?

How much did Tom have to pay for parking?

Otopark için ne sıklıkta ödeme yapmak zorundasın?

How often do you have to pay for parking?

Gekkyoku Japonya'da otopark işinde önde gelen bir şirkettir.

Gekkyoku is the leading company in the parking business in Japan.

Ben yasadışı otopark için 20 dolar para cezasına çarptırıldım.

I was fined 20 dollars for illegal parking.

Tom şehirde otopark ücreti tasarrufu yapmak için arkadaşlarıyla birlikte yolculuk yapar.

Tom car-pools with friends to save on parking fees in the city.