Translation of "Partisinde" in English

0.007 sec.

Examples of using "Partisinde" in a sentence and their english translations:

- Şirket partisinde yer aldım.
- Şirket partisinde bulundum.

I took part in the company party.

Tom'un partisinde eğlendim.

I enjoyed myself at Tom's party.

Tom'un partisinde miydin?

Were you at Tom's party?

Tom'un partisinde değildim.

I wasn't at Tom's party.

Tom'un partisinde eğleneceğini düşünüyorum.

I think you'll have fun at Tom's party.

Tom'a partisinde olmayacağımı söyledim.

I told Tom that I wouldn't be at his party.

Tom'u Mary'nin partisinde görmedim.

I didn't see Tom at Mary's party.

Tom bizi partisinde istemedi.

Tom didn't want us at his party.

Tom'un partisinde eğleneceğinden eminim.

I'm sure you'll have a good time at Tom's party.

Tom Mary'nin partisinde değildi.

Tom wasn't at Mary's party.

Mary'nin partisinde Tom'la tanıştım.

I met Tom at Mary's party.

Biz Tom'un partisinde eğlendik.

We enjoyed ourselves at Tom's party.

Yeni yıl partisinde çok eğlendik.

We had a very good time at a New Year's party.

Tom neden beni partisinde istemiyor?

Why wouldn't Tom want me at his party?

Tom bir akşam yemeği partisinde.

Tom is at a dinner party.

Tom Mary'nin partisinde olmasını istedi.

Tom wanted Mary to be at his party.

Tom'un partisinde biraz rahatsız hissettim.

I felt a bit uncomfortable at Tom's party.

Biz bir sukiyaki partisinde eğlendik.

We enjoyed ourselves at a sukiyaki party.

Çocuklar Noel partisinde hediye değiştirdiler.

The children exchanged presents at the Christmas party.

Tom gerçekten beni partisinde istemiyor.

Tom doesn't really want me at his party.

Tom Mary'nin partisinde olmasını beklemiyordu.

Tom didn't expect Mary to be at his party.

Tom'un partisinde başka kim vardı?

Who else was at Tom's party?

Tom, Mary'nin, partisinde olmasını bekliyor.

Tom is expecting Mary to be at his party.

Tom Mary'nin partisinde olmasını bekliyordu.

Tom expected Mary to be at his party.

Geçen Noel ofis partisinde tanıştık.

We met last Christmas at the office party.

Ofis noel partisinde ne oldu?

What happened at the office Christmas party?

Tom, Mary'nin partisinde olmayacağını söyledi.

- Tom said he wasn't going to be at Mary's party.
- Tom said that he wasn't going to be at Mary's party.

- Geçen sene noel partisinde bir araya geldiler.
- Geçen sene noel partisinde tanıştılar.

They met at the Christmas party last year.

Tom ve Mary Yılbaşı partisinde tanıştı.

Tom and Mary met at a New Year's party.

Onunla bir akşam yemeği partisinde tanıştım.

I met her at a dinner party.

Tom'la bir akşam yemeği partisinde tanıştım.

I met Tom at a dinner party.

Tom bu gece Mary'nin partisinde olmayabilir.

Tom might not be at Mary's party tonight.

Tom Mary'nin John'un partisinde olacağını düşünüyordu.

- Tom thought that Mary would be at John's party.
- Tom thought Mary would be at John's party.

Tom'a onun partisinde olacağımıza söz verdim.

- I promised Tom that we'd be at his party.
- I promised Tom we'd be at his party.

Tom Mary'yi partisinde istemediğine açıklık getirdi.

Tom made it clear that he didn't want Mary at his party.

Mary akşam yemeği partisinde Tom'la tanıştı.

Mary met Tom at a dinner party.

Onlarla bir akşam yemeği partisinde tanıştık.

I met them at a dinner party.

Onunla bir akşam yemeği partisinde tanıştık.

I met him at a dinner party.

Akşam partisinde güzel bir esmerle tanıştı.

He met a pretty brunette at the evening party.

Dün gece seni Tom'un partisinde görmedim.

I didn't see you at Tom's party last night.

Tom Mary'nin partisinde olmayan tek kişi.

- Tom's the only one who wasn't at Mary's party.
- Tom is the only one who wasn't at Mary's party.

Tom neden partisinde olmadığını biliyor mu?

Does Tom know why you weren't at his party?

Tom partisinde kaç kişi olduğunu söylemedi.

Tom didn't say how many people were at his party.

Tom'un partisinde sadece bazı insanları tanıyordum.

I only knew some of the people at Tom's party.

Tom Cadılar bayramı partisinde Mary'yi gördü.

Tom saw Mary at the Halloween party.

Tom'un Mary'nin partisinde olmayacağından oldukça eminim.

- I'm pretty sure Tom isn't going to be at Mary's party.
- I'm pretty sure Tom won't be at Mary's party.

Tom'un partisinde iyi vakit geçirmedin mi?

Did you have a good time at Tom's party?

Geçen hafta sonu Tom'un partisinde değildim.

I wasn't at Tom's party last weekend.

Tom ve ben Mary'nin partisinde eğlendik.

Tom and I enjoyed ourselves at a Mary's party.

Geçen yıl bir noel partisinde tanıştık.

We met at the Christmas party last year.

Tom'un neden Mary'yi partisinde istemediğini bilmiyorum.

I don't know why Tom doesn't want Mary at his party.

Tom muhtemelen bu gecenin partisinde olmayacak.

Tom isn't likely to be at tonight's party.

Tom'un Mary'nin partisinde olup olmayacağını merak ediyorum.

- I wonder if Tom will be at Mary's party.
- I wonder whether Tom will be at Mary's party.
- I wonder whether or not Tom will be at Mary's party.

Tom'un Mary'nin partisinde olmamasının tuhaf olduğunu düşündüm.

- I thought it was strange that Tom wasn't at Mary's party.
- I thought that it was strange that Tom wasn't at Mary's party.

Tom'un neden Mary'nin partisinde olmadığını merak ediyorum.

I wonder why Tom wasn't at Mary's party.

Tom Mary'nin onun partisinde şarkı söylemesini istemiyor.

Tom doesn't want Mary to sing at his party.

Tom'un Mary'nin partisinde olmayı planlamadığından oldukça eminim.

I'm fairly certain Tom isn't planning to be at Mary's party.

Tom Mary'nin onu neden partisinde istemediğini biliyor.

Tom knew why Mary didn't want him at her party.

Tom Mary'nin neden onu partisinde istemediğini bilmiyor.

Tom doesn't know why Mary doesn't want him at her party.

Tom neden Mary'nin onu partisinde istemediğini bilmiyordu.

Tom didn't know why Mary didn't want him at her party.

Tom Mary'nin onu partisinde istemeyeceğini bilmiş olmalı.

- Tom must've known Mary wouldn't want him at her party.
- Tom must have known Mary wouldn't want him at her party.

Ben Tom'a neden onun partisinde olmayacağımı söyledim.

I didn't tell Tom why I wasn't going to be at his party.

Tom'un partisinde kaç kişi olacağını merak ediyorum.

I wonder how many people will be at Tom's party.

Tom ve ben bir yılbaşı partisinde buluştuk.

Tom and I met at a New Year's Eve party.

Mary'nin neden partisinde olmadığını Tom'un bildiğini sanmıyorum.

- I don't think Tom knows why Mary wasn't at his party.
- I don't think that Tom knows why Mary wasn't at his party.

Tom'un Mary'yi neden partisinde istemediğini merak ediyorum.

I wonder why Tom didn't want Mary at his party.

Tom ve Mary, John'a partisinde olmayacaklarını söylemeli.

- Tom and Mary should tell John they won't be at his party.
- Tom and Mary should tell John that they won't be at his party.

Tom, Mary'nin onun partisinde şarkı söylemesini istemedi.

Tom didn't want Mary to sing at his party.

Neden Tom'un partisinde olmadığımı bilmek ister misin?

Do you want to know why I wasn't at Tom's party?

Tom'un neden Mary'nin partisinde olmadığını biliyor musun?

Do you know why Tom wasn't at Mary's party?

Tom, arkadaşı Mary'yi John'un partisinde gördüğüne şaşırdı.

Tom was surprised to see his friend Mary.

Akşam yemeği partisinde ona karısı tarafından eşlik edildi.

He was accompanied by his wife at the dinner party.

Doğum günü partisinde beklenenden daha çok insan vardı.

There were more people present at the birthday party than was expected.

Cadılar bayramı partisinde ne tür kostüm giymeyi planlıyorsun.

What kind of costume are you planning on wearing to the Halloween party?

Tom Mary'nin John'un partisinde görmeyi umduğu son kişiydi.

Tom was the last person Mary expected to see at John's party.

Tom davet edilmemesine rağmen Mary'nin partisinde ortaya çıktı.

Tom turned up at Mary's party even though he wasn't invited.

Tom onun partisinde olmamı gerçekten beklemez, değil mi?

Tom doesn't really expect me to be at his party, does he?

Mary bir botoks partisinde ilk Botox enjeksiyonunu yaptırdı.

Mary got her first Botox injection at a Botox party.

Muhtemelen Tom'un Mary'nin partisinde olmadığı iyi bir şeydir.

It's probably a good thing that Tom wasn't at Mary's party.

Ben Tom'un doğum günü partisinde bir konuşma yaptım.

I gave a speech at Tom's birthday party.

Tom, Mary'nin partisinde eski kız arkadaşlarından birine rastladı.

Tom ran into one of his ex-girlfriends at Mary's party.

Tom ve Mary bir Cadılar Bayramı partisinde tanıştılar.

Tom and Mary met at a Halloween party.

Tom muhtemelen Mary'nin neden onun partisinde olmadığını bilmiyor.

Tom probably doesn't know why Mary wasn't at his party.

Tom bir akşam yemeği partisinde Mary ile tanıştı.

Tom met Mary at a dinner party.

Tom partisinde çektiği resimleri e-postayla Mary'ye yolladı.

Tom emailed Mary the pictures he took at her party.

Tom'un bu gece Mary'nin partisinde olup olmayacağını merak ediyorum.

- I wonder if Tom will be at Mary's party tonight.
- I wonder whether Tom will be at Mary's party tonight.
- I wonder whether or not Tom will be at Mary's party tonight.

Tom Mary'nin onun doğum günü partisinde olacağını henüz bilmiyor.

- Tom doesn't yet know that Mary will be at his birthday party.
- Tom doesn't yet know Mary will be at his birthday party.

Tom'a doğum günü partisinde olamayacağım için üzgün olduğumu söyle.

- Tell Tom I'm sorry I wasn't able to be at his birthday party.
- Tell Tom I'm sorry that I wasn't able to be at his birthday party.

Tom ve Mary'nin John'un partisinde birlikte dans ettiğini gördüm.

I saw Tom and Mary dancing together at John's party.

Tom'un bu akşam Mary'nin partisinde olup olmayacağını merak ediyorum.

- I wonder whether Tom will be at Mary's party tonight.
- I wonder whether or not Tom will be at Mary's party tonight.

Hepimiz şirket Noel partisinde çok yemek yedik özellikle dana rosto.

We all pigged out at the company Christmas party, especially on the roast beef.

Bir zamanlar bir akşam yemeği partisinde onunla aynı masaya oturdum.

I once sat at the same table with him at a dinner party.

Mary bir akşam yemeği partisinde tanıştığı bir adamla çıkmaya başladı.

Mary started to date a man she met at a dinner party.

Mary Tom'un cadılar bayramı partisinde olmadığını düşündü ama aslında o onu kurt adam maskesinin arkasından gizlice izliyordu.

Mary thought that Tom wasn't at the Halloween party, but in fact he was secretly observing her from behind his werewolf mask.