Translation of "Partisine" in English

- Tom'un partisine gideceğiz.
- Tom'un partisine gidiyoruz.

We're going to Tom's party.

Tom'un partisine gitmeyeceğiz.

- We won't be going to Tom's party.
- We won't go to Tom's party.

Tom'un partisine katıldım.

I crashed Tom's party.

Tom'un partisine gitmiyorum.

I'm not going to Tom's party.

Tom'un partisine gitmedim.

I didn't go to Tom's party.

Kostüm partisine katıldım.

I attended a costume party.

Tom'un partisine gidemem.

I can't go to Tom's party.

Şirket partisine katıldım.

- I took part in the company party.
- I attended the company party.

Doğum günü partisine gelemedim.

I couldn't come to the birthday party.

Onun kokteyl partisine gidiyorum.

I'm going to her cocktail party.

Tom'un partisine gideceğine inanamıyorum.

I can't believe you're going to Tom's party.

Niçin Tom'un partisine gitmiyorsun?

Why don't you go to Tom's party?

Tom'un veda partisine gidecekmisin?

Are you going to Tom's farewell party?

Tom'un partisine gitmeyecek misin?

Aren't you going to Tom's party?

Asla Tom'un partisine gitmeyeceksin.

You'll never make it to Tom's party.

Sachiko'nun partisine davet edildim.

I was invited to Sachiko's party.

Tom'un partisine gideceğimi sanmıyorum.

- I don't think I'll go to Tom's party.
- I don't think that I'll go to Tom's party.

Tom, Mary'nin partisine yetişemedi.

Tom couldn't make it to Mary's party.

Tom'un partisine davet edildim.

I was invited to Tom's party.

Cadılar bayramı partisine gittim.

I went to a Halloween party.

Ben Tom'un partisine gitmeyeceğim.

I'm not going to go to Tom's party.

Neden Tom'un partisine gidemem?

Why can't I go to Tom's party?

Tom Mary'nin partisine gitmedi.

Tom didn't make it to Mary's party.

Tom'un partisine mi gidiyorsun?

Are you going to Tom's party?

Leyla, Sami'nin partisine geldi.

Layla showed up at Sami's party.

Tom Mary'nin partisine gidemez.

Tom can't go to Mary's party.

Tom Mary'nin partisine geldi.

Tom showed up at Mary's party.

Tom Mary'nin partisine gidecek.

Tom is going to go to Mary's party.

Tom Mary'nin partisine gitti.

Tom went to Mary's party.

Mary'nin partisine gitmiyor musun?

Aren't you going to Mary's party?

Beni partisine davet etmedi.

She didn't invite me to her party.

- İyi ki Tom'un partisine gitmediniz.
- Çok şükür Tom'un partisine gitmediniz.

It's a good thing you didn't go to Tom's party.

Onun doğum günü partisine gidemedim.

- I failed to go to his birthday party.
- I wasn't able to go to his birthday party.
- I was unable to go to his birthday party.

Tom'un aptal partisine gitmek istemiyorum.

I don't want to go to Tom's stupid party.

Tom'un partisine davetsiz katıldığını duydum.

I heard you crashed Tom's party.

Tom'un partisine davet edildiğimizi sanmıyorum.

- I don't think we were invited to Tom's party.
- I don't think that we were invited to Tom's party.

Tom'un partisine gitmene izin vermeyeceğim.

I'm not going to let you go to Tom's party.

Lumbagom nedeniyle, Koizumi'nin partisine katılamayacağım.

Due to my lumbago, I won't be able to attend Koizumi's party.

Tomoko arkadaşlarının partisine gelmesini istedi.

Tomoko asked her friends to come to her party.

Hiç kimse Tom'un partisine gelmedi.

No one showed up at Tom's party.

Tom'un Mary'nin partisine gelmemesine şaşırdım.

- I'm surprised Tom didn't show up at Mary's party.
- I'm surprised that Tom didn't show up at Mary's party.

Tom Mary'nin partisine geleceğini umuyordu.

- Tom hoped that Mary would come to his party.
- Tom hoped Mary would come to his party.

Tom beni partisine davet etti.

Tom invited me to his party.

Tom'a Mary'nin partisine gidemeyeceğini söyle.

Tell Tom he can't go to Mary's party.

Ben bir bahçe partisine gidiyorum.

I'm going to a garden party.

Bu gece Tom'un partisine davetliyim.

I'm invited to Tom's party tonight.

Tom'un Mary'nin partisine geleceğini düşünmüyordum.

I didn't think Tom would show up at Mary's party.

Tom, Mary'yi partisine davet etmedi.

Tom didn't invite Mary to his party.

Hiç kostüm partisine gittin mi?

Have you ever been to a costume party?

Tom partisine Mary'nin gelmesini istemiyordu.

Tom didn't want Mary to come to his party.

Muhtemelen Tom'un partisine gitmemiz gerekiyordu.

- We probably should've gone to Tom's party.
- We probably should have gone to Tom's party.

Onun doğum günü partisine gelemedim.

I couldn't come to his birthday party.

Tom onun partisine gelmemi istemiyor.

Tom doesn't want me to come to his party.

Tom Mary'nin partisine geleceğini düşünüyordu.

- Tom thought Mary would come to his party.
- Tom thought that Mary would come to his party.

Tom'un partisine davet edildin mi?

Were you invited to Tom's party?

Tom Mary'nin partisine gitmek istemiyordu.

Tom didn't want to go to Mary's party.

Lütfen Tom'a partisine gelemeyeceğimi söyle.

Please tell Tom I can't come to his party.

Tom Mary'nin partisine davet edilmedi.

Tom wasn't invited to Mary's party.

Tom'un partisine gitmemiz gerektiğini düşünmüyorum.

- I don't think we should go to Tom's party.
- I don't think that we should go to Tom's party.

Tom Mary partisine geldiğinde şaşırdı.

Tom was surprised when Mary showed up at his party.

Bana Tom'un partisine gitmediğini söyleme.

Don't tell me you're not going to Tom's party?

Bu gece Claudia'nın partisine davetliyim.

I'm invited to Claudia's party tonight.

O, onu partisine davet etti.

She invited him to her party.

Tom Mary'yi partisine davet etti.

Tom invited Mary to his party.

Tom Mary'nin partisine daveti reddetti.

Tom declined the invitation to Mary's party.

Biz bir kokteyl partisine gidiyoruz.

We're going to a cocktail party.

Herkes Cadılar bayramı partisine katıldı.

- Everybody attended the Halloween party.
- Everyone attended the Halloween party.

Gerçekten Tom'un partisine gitmek istemiyorum.

I don't really want to go to Tom's party.

Onun partisine gidemeyeceğimi Tom'a söyledim.

I told Tom that I couldn't go to his party.

Tom beni partisine davet etmedi.

Tom didn't invite me to his party.

Tom herkesin partisine gelmesini istedi.

Tom wanted everybody to come to his party.

Tom, Mary'nin, partisine geleceğini düşünmüyordu.

Tom didn't think Mary would come to his party.

Tom'un partisine henüz davet edilmedim.

I haven't been invited to Tom's party yet.

Tom, Mary'nin partisine gitmeyeceğini söylüyor.

- Tom says he's not going to Mary's party.
- Tom says he isn't going to Mary's party.

Tom Mary'nin davetsiz partisine geldi.

Tom showed up at Mary's party uninvited.

Tom'un veda partisine gitmiyor musun?

Aren't you going to Tom's farewell party?

Tom, Mary'nin partisine gitmeyeceğini söyledi.

- Tom said he wasn't going to Mary's party.
- Tom said that he wasn't going to Mary's party.

Hâlâ Tom'un partisine gidiyor musun?

Are you still going to Tom's party?

Tom Mary'yi partisine davet edecek.

Tom is going to invite Mary to his party.

Tom Mary'nin partisine gelmesini istemiyor.

Tom doesn't want Mary to come to his party.

Yarın Tom'un partisine gidiyor musun?

Are you going to Tom's party tomorrow?

- Onun doğum günü partisine gidemedim.
- Onun doğum günü partisine gitmem mümkün olmadı.

- I wasn't able to go to his birthday party.
- I was unable to go to his birthday party.

- Onun doğum günü partisine davet edildin mi?
- Onun doğum günü partisine davetli miydin?

Were you invited to her birthday party?

Mademki hepimiz buradayız veda partisine başlayabiliriz.

Now that we are all here, we can start the farewell party.

Pat Jim'in doğum günü partisine gidiyor.

Pat's going to Jim's birthday party.

Ben onun kokteyl partisine gitmeyi planlıyorum.

I plan to go to her cocktail party.

Onun doğum günü partisine davet edildim.

I was invited to her birthday party.

Doğum günü partisine bir davetiye aldım.

I received an invitation to the birthday party.

Beni doğum günü partisine davet etti.

She invited me to her birthday party.

Bizi doğum günü partisine davet etti.

She invited us to her birthday party.