Translation of "Sakinleri" in English

Yangın sakinleri yaktı.

The fire burned the resident.

Seni şehir sakinleri yaptı

He made you dwellers of cities

Adanın sakinleri cana yakındır.

The inhabitants of the island are friendly.

Adanın sakinleri büyük ve güçlüdür.

The inhabitants of the island are tall and strong.

Kasaba sakinleri tarafından terk edildi.

The town was deserted by its inhabitants.

Şehir sakinleri tarafından terk edildi.

The city was deserted by its inhabitants.

Sakinleri ayrıldıktan sonra, ev boştu.

After the residents leave, the house is empty.

Gazze Şeridi'nin sakinleri kirli su içer.

The residents of the Gaza Strip drink polluted water.

Şehrin sakinleri içme suyu için nehre bağlıdır.

The inhabitants of the city depend upon the river for drinking water.

Tom ve Mary Boston'un uzun süreli sakinleri.

Tom and Mary are longtime residents of Boston.

Bu kasabanın sakinleri çok dindar ve vatansever insanlar.

The residents of this town are deeply religious and patriotic people.

O, bu kasabanın sakinleri tarafından bir yetkili seçildi.

He was elected an official by the inhabitants of this town.

- Orada oturanlar üzgündü.
- Çevre sakinleri endişeliydi.
- Sakinler endişeliydi.

Residents were upset.

Kasaba sakinleri olan tüm kadın, erkek ve çocuk herkes katledildi!.

All of the inhabitants, men, women and children... are massacred.

Şehir sakinleri günlük rutinlerine devam ederken Sarayda dört tane Moğol elçisinin

The city’s inhabitants went about their daily routines, unaware that, in the palace,

Antik Çin'in bazı sakinleri için, boynuzlar muhtemelen dünyanın en gizemli ve güzel şeyleri arasındaydı.

For some dwellers of ancient China, antlers were probably among the most mysterious and beautiful things in the world.

Edo sakinleri için yılın ilk palamudu borç para almak anlamına gelse bile alınması gereken bir şeydi.

For the residents of Edo, the first bonito of the year was something that had to be bought, even if it meant borrowing money.