Translation of "Seyahatine" in English

Babam seyahatine hazırlanmakla meşguldür.

My father is busy getting ready for his trip.

Mary seyahatine başladı zaten.

- Mary has already set off.
- Mary has already left.
- Mary has already left on her trip.

Gerçek bir kahraman seyahatine çıkmışsınız demektir.

then you've taken the real hero's journey.

Param olsa bir dünya seyahatine çıkardım.

If I had the money, I would make a trip around the world.

Tom'un bir kara yolu seyahatine gideceğini düşünüyordum.

- I thought Tom would go on a road trip.
- I thought that Tom would go on a road trip.

- Dünya seyahatine çıkmak amacıyla parasını biriktiriyor.
- O, dünyada bir yolculuk yapma niyetiyle parasını tasarruf ediyor.

She is saving her money with a view to taking a trip around the world.