Translation of "Sorunlarımız" in English

0.032 sec.

Examples of using "Sorunlarımız" in a sentence and their english translations:

Sorunlarımız bitmedi.

Our problems aren't over.

Sorunlarımız var, Tom.

We've got problems, Tom.

Bizim sorunlarımız vardı.

We've had our problems.

Sanırım sorunlarımız var.

I think we've got problems.

Finansal sorunlarımız ciddi.

Our financial problems are serious.

Benzer sorunlarımız vardı.

We had similar problems.

Bazı sorunlarımız var.

We have some problems.

Burada bazı sorunlarımız var.

We've got some problems here.

Bizim büyük sorunlarımız var.

We've got major problems.

Daha büyük sorunlarımız var.

We've got bigger problems.

Bazı sorunlarımız olacağı kesin.

We're bound to have some problems.

Bizim kendi sorunlarımız var.

- We've got problems of our own.
- We've got our own problems.

Ve sorunlarımız olduğunu düşünüyordum.

And I thought we had problems.

Bazı yeni sorunlarımız var.

We have some new problems.

Sanırım Tom'la sorunlarımız olacak.

I think we're going to have problems with Tom.

Biz çözecek sorunlarımız var.

We have problems to solve.

Büyük sorunlarımız olduğunu biliyoruz.

We know we've got big problems.

Bizim ciddi sorunlarımız var.

We have serious problems.

İlgilenilmesi gereken sorunlarımız var.

We have problems that need to be dealt with.

Arabamızla ilgili sorunlarımız vardı.

We had problems with our car.

Çözecek bazı acil sorunlarımız var.

We have some pressing problems to solve.

Ondan daha büyük sorunlarımız var.

We've got bigger problems than that.

Bundan daha önemli sorunlarımız var.

We still have worse problems than this one.

Dün burada bazı sorunlarımız vardı.

We had some trouble here yesterday.

Umulduğu gibi, bazı sorunlarımız vardı.

As anticipated, we have had some problems.

Çalışacak bazı yasal sorunlarımız var.

We have some legal problems to work out.

Endişelenecek daha büyük sorunlarımız var.

We have bigger problems to worry about.

Bizim çözülecek kendi sorunlarımız var.

We have our own problems to solve.

İlgilenmek zorunda olduğumuz sorunlarımız var.

We have issues we have to deal with.

Başa çıkmamız gereken sorunlarımız var.

We have problems that we need to deal with.

- Bizim sorunlarımız onunkine kıyasla hiçbir şey.
- Onunki ile karşılaştırıldığında bizim sorunlarımız önemsiz.

Our problems are nothing compared to hers.

İlgilenecek çok daha büyük sorunlarımız var.

We've got much bigger problems to deal with.

Bizim sorunlarımız yok. Yalnızca görevlerimiz var.

We don't have problems. We only have tasks.

Bu bütün sorunlarımız için cevap olabilir.

That could be the answer to all our problems.

Onların sorunlarımız hakkında hiçbir fikri yok.

They have no idea what our problems are.

Şu anda, daha büyük sorunlarımız var.

Right now, we've got bigger problems.

Eğer bu Tom ise, sorunlarımız var.

If it's Tom, we've got problems.

Bugün hakkında düşünülecek birçok toplumsal sorunlarımız vardır.

We have a lot of social problems to think about today.

Derhal ilgilenilmesi gereken daha büyük sorunlarımız var.

We have bigger problems that need to be taken care of right away.

Sadece onları görmezden gelsek bütün sorunlarımız uzaklaşır.

All our problems would go away if we just ignore them.

Bizim sorunlarımız Tom'unki ile karşılaştırıldığında hiçbir şey.

Our problems are nothing compared to Tom's.

Üstesinden gelmemiz gereken daha büyük sorunlarımız var.

We've got bigger problems to deal with.

Şu anda uğraşacak çok daha büyük sorunlarımız var.

We've got much bigger problems to deal with right now.

Şu anda ilgilenmemiz gereken bazı acil sorunlarımız var.

We have some pressing issues to deal with at the moment.

Bizim sorunlarımız ortaklık ile ele alınmalıdır; ilerleme paylaşılmalıdır.

Our problems must be dealt with through partnership; progress must be shared.

Sorunlarımız olduğunu biliyorum fakat sanırım onların hepsi çözüldü.

I know we've had problems, but I think they've all been solved.

- Şimdi sana yardım edemiyoruz çünkü başa çıkılacak kendi sorunlarımız var.
- Uğraşacak kendi sorunlarımız olduğu için şimdi sana yardım edemeyiz.

We can't help you now because we have our own problems to deal with.

Bu, şu an için sorunlarımız arasında en önemsiz olanı.

That's the least of our problems at the moment.

İnsanlar, yaşadığımız yer, sorunlarımız ve çabalarımız hakkında daha fazla bilgi edindikçe...

The Apa Sherpa Foundation would receive more support if people knew more about our town,

Eğer biz bunu Tom'un bize söylediği şekilde yapsak, daha az sorunlarımız olur.

We would have fewer problems if we did this the way Tom told us to.