Translation of "Ulaşamadı" in English

Tom, Mary'ye ulaşamadı.

- Tom hasn't been able to reach Mary.
- Tom couldn't reach Mary.
- Tom couldn't contact Mary.

Fırtına dolayısıyla ulaşamadı.

- On account of the storm, he didn't arrive.
- As a result of the storm, he didn't arrive.
- Due to the storm, he didn't arrive.

Fadıl, Leyla'ya ulaşamadı.

Fadil couldn't reach Layla.

Hiçbir gemi Küba'ya ulaşamadı.

No ship could arrive in Cuba.

Tom pazarlığın sonuna ulaşamadı.

Tom didn't live up to his end of the bargain.

Tom üst rafa ulaşamadı.

Tom couldn't reach the top shelf.

Biz bekledik ama o ulaşamadı.

We waited but he failed to arrive.

Hiç kimse dağın zirvesine ulaşamadı.

No one has been able to reach the top of the mountain.

- Tom, Mary'ye ulaşamadı.
- Tom, Mary ile bağlantı kuramadı.

Tom couldn't contact Mary.

Tom Mary ile amacına ulaşamadı; ondan buluşma talep ettiğinde o onu reddetti.

Tom couldn't make the grade with Mary; she refused him when he asked her for a date.