Translation of "Yıkadı" in English

0.021 sec.

Examples of using "Yıkadı" in a sentence and their english translations:

Arabayı yıkadı.

She washed the car.

Bluzu çabucak yıkadı.

She gave the blouse a quick wash.

Tom ayaklarını yıkadı.

Tom scrubbed his feet.

Çocuklar ayaklarını yıkadı.

The children washed their feet.

Kız saçını yıkadı.

The girl washed her hair.

Tom ellerini yıkadı.

Tom washed his hands.

Tom yüzünü yıkadı.

Tom washed his face.

Tom kendini yıkadı.

Tom washed himself.

Tom giysilerini yıkadı.

Tom washed his clothes.

Tom arabayı yıkadı.

Tom washed the car.

Tom bulaşıkları yıkadı.

Tom washed the dishes.

Joanna patatesleri yıkadı.

Joanna washed the potatoes.

Tom patatesleri yıkadı.

Tom washed the potatoes.

Onlar kulaklarını yıkadı.

They washed their ears.

Tom arabasını yıkadı.

Tom washed his car.

Tom saçını yıkadı.

Tom washed his hair.

Sami ellerini yıkadı.

Sami washed his hands.

Bir elma yıkadı.

- He washed an apple.
- He rinsed off an apple.

Tom marulu yıkadı.

Tom washed the lettuce.

Profesör sakince ellerini yıkadı.

The professor calmly washed his hands.

O, bulaşıkları kendisi yıkadı.

She washed the dishes herself.

Tom çabucak ellerini yıkadı.

Tom washed his hands quickly.

Tom kanı bıçaktan yıkadı.

Tom washed the blood off the knife.

O, ellerindeki kanı yıkadı.

- She washed the blood off her hands.
- He washed the blood off his hands.

O bir halı yıkadı.

She washed a carpet.

Küçük kız kendini yıkadı.

The little girl washed herself.

Tom ellerinden kanı yıkadı.

Tom washed away the blood from his hands.

Büyükanne hangi battaniyeyi yıkadı?

Which blanket did Grandmother wash?

Tom tüm havluları yıkadı.

Tom washed all the towels.

Tom yüzündeki kiri yıkadı.

Tom washed the dirt off his face.

O dün köpeğini yıkadı.

He washed his dog yesterday.

Tom çoraplarını lavaboda yıkadı.

Tom washed his socks in the sink.

Tom bu sabah arabayı yıkadı.

Tom washed the car this morning.

Tom arabayı ne zaman yıkadı?

When did Tom wash the car?

Anne fil nehirde yavrusunu yıkadı.

The mother elephant bathes her baby in the river.

Tom senin için çamaşırlarını yıkadı.

Tom did your laundry for you.

Tom yemeden önce elmayı yıkadı.

Tom washed the apple before he ate it.

Tom ellerini ve yüzünü yıkadı.

Tom washed his hands and face.

Tom yüzünü ve ellerini yıkadı.

Tom washed his face and hands.

Bulaşıkları yıkadı ve onları kuruladı.

She washed the dishes and she dried them.

Tom, Mary için bulaşıkları yıkadı.

Tom did the dishes for Mary.

Tom saçlarını soğuk suyla yıkadı.

Tom washed his hair with cold water.

O yağmur yağmaya başladığında çamaşırları yıkadı.

She took in the washing when it started to rain.

Yemekten önce onun kirli ellerini yıkadı.

He washed her dirty hands before the meal.

O, yemekten önce kirli ellerini yıkadı.

She washed her dirty hands before the meal.

Tom musluğu açtı ve ellerini yıkadı.

Tom turned on the faucet and washed his hands.

O, makyajını sildi ve yüzünü yıkadı.

She removed her makeup and washed her face.

Tom kendini soğuk su ile yıkadı.

Tom splashed himself with cold water.

Tom öğle yemeğinden önce bulaşık yıkadı.

Tom did the laundry before lunch.

Tom bugün bir sürü çamaşır yıkadı.

Tom did a lot of laundry today.

Tom dişlerini fırçaladı ve yüzünü yıkadı.

Tom brushed his teeth and washed his face.

Tom o hastayken Mary'nin arabasını yıkadı.

Tom washed Mary's car while she was sick.

Tom Mary'nin arabasını onun için yıkadı.

Tom washed Mary's car for her.

Fadıl akşam yemeğinden sonra bulaşıkları yıkadı.

Fadil washed up after the evening meal.

Mary domatesleri keserken Tom marul'u yıkadı.

Tom washed the lettuce while Mary cut the tomatoes.

Tom, onu soymadan önce elmayı yıkadı.

Tom washed the apple before he peeled it.

Tom elmayı yıkadı ve yemeye başladı.

I don't love my wife anymore.

Tom ellerini yıkadı, ancak Mary yıkamadı.

Tom washed his hands, but Mary didn't wash hers.

Tom yemek yemeyi bitirdi sonra bulaşıkları yıkadı.

Tom finished eating then washed the dishes.

Jenny yılda iki kez mutfak duvarını yıkadı.

Jenny washed the kitchen wall twice a year.

Tom masayı temizledi ve Mary bulaşıkları yıkadı.

Tom cleared the table and Mary washed the dishes.

Tom arabayı en son ne zaman yıkadı?

When was the last time Tom washed the car?

Dün Mary evi temizledi ve giysileri yıkadı.

Yesterday, Mary cleaned the house and washed clothes.

Tom bulaşıkları yıkadı ve Mary onları kuruladı.

Tom washed the dishes and Mary dried them.

Tom hiç kimse ondan istememesine rağmen bulaşıkları yıkadı.

Tom washed the dishes even though no one asked him to.

Tom arabayı yıkamak zorunda değil. Mary onu zaten yıkadı.

Tom doesn't have to wash the car. Mary's already washed it.

Cerrah ameliyata başlamadan önce elini dirseklerine kadar iyice ovalayarak yıkadı.

The surgeon scrubbed thoroughly up to his elbows before commencing surgery.

Her pazartesi bayan Evans çinko küvette tüm ailenin giysilerini yıkadı.

Every Monday Mrs. Evans washed all the family's clothes in the zinc bathtub.

Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı.

Mary is really great. She cooked a wonderful meal for me and even washed the dishes herself.

Mary gerçekten harika. Benim için harika bir akşam yemeği pişirdi ve hatta bulaşıkları kendisi yıkadı.

Mary is really great. She cooked a wonderful dinner for me and even washed the dishes herself.