Translation of "Yaşıma" in English

0.003 sec.

Examples of using "Yaşıma" in a sentence and their english translations:

Barmen yaşıma bile bakmadı.

The bartender didn't even card me.

Yaşıma göre boyum uzundu.

I was tall for my age.

13 yaşıma kadar Boston'da yaşıyordum.

- I was living in Boston until I was thirteen.
- I was living in Boston until I was thirteen years old.

Benim yaşıma geldiğinizde daha iyi anlayacaksınız.

You'll understand better when you get to be my age.

22 yaşıma kadar içki içmeye başlamadım.

I didn't start drinking till I was 22.

Ben üç yaşıma kadar Boston'da yaşadım.

I lived in Boston until I was three.

Benim yaşıma geldiğinizde ne demek istediğimi anlayacaksın.

When you get to be my age, you'll understand what I mean.

Ben 65 yaşıma kadar emekli olmayı planlamıyorum.

I don't plan to retire until I'm 65.

- Kart açtım.
- Kimliğim soruldu.
- Kimliğime ve yaşıma bakıldı.

I got carded.

- Bugün benim doğum günüm. 18 yaşına bastım.
- Bugün benim doğum günüm. 18 yaşıma girdim bile.
- Bugün benim doğum günüm. On sekiz yaşıma girdim bile.
- Bugün doğum günüm. On sekiz yaşıma bastım bile.

It's my birthday today. I'm already eighteen.

13 yaşıma geldiğimde öylesine dolmuştum ki Fransızca olarak günlüğüme yazmıştım:

So by the age of 13, I was so fed-up that I wrote in my diary in French: