Translation of "Yaralar" in English

0.003 sec.

Examples of using "Yaralar" in a sentence and their english translations:

Yaralar vardı.

There have been injuries.

Yaralar hala taze.

The wounds are still fresh.

Bazı yaralar asla iyileşmez.

- Some wounds time never heals.
- Some wounds never heal.

Bu yaralar iyileşecek mi?

Will these wounds heal?

Zaman geçtikçe yaralar iyileşir.

Wounds heal as time passes.

Yaralar iyileşir, izleri kalır.

Wounds heal, scars remain.

Tom hayati yaralar aldı.

Tom sustained fatal injuries.

Tom ufak yaralar aldı.

Tom received minor injuries.

Zamanın iyileştiremeyeceği yaralar vardır.

There are wounds that time does not heal.

Boşanma adamda duygusal yaralar bıraktı.

The divorce left the man with emotional wounds.

Bu savaşta aldığı son yaralar iyileşirken Lannes, evinden acı bir haber aldı:

While recovering from his latest wounds in this  battle, Lannes received painful news from home:  

Yaralar ve ateş, onu Varşova'da iyileşmeye zorladı ve bu nedenle Eylau Savaşı'nı kaçırdı.

Wounds and fever then forced him to convalesce  in Warsaw, and so miss the Battle of Eylau.

1,5 metre uzunluğundaki, 100 kiloluk bu görkemli memeli, çok rahat bir şekilde ölümcül yaralar verebilir.

[narrator] This mighty one and a half meter tall, 100-kilo mammal is immensely powerful and more than capable of inflicting mortal wounds.