Translation of "önlem" in French

Biz önlem almak zorundayız.

Il nous faut prendre des mesures.

Hastanemiz yetersizken nasıl bir önlem almıştık biz

Quel genre de précaution avons-nous pris lorsque notre hôpital était inadéquat?

Eğer durum düzelmezse, önlem almak zorunda kalacağım.

Si la situation ne s'améliore pas, je vais devoir prendre des mesures.

- Erken uyarılan erken önlem alır.
- Tedbiri elden bırakma.

Un homme averti en vaut deux.

. Ve birkaç önlem gerektiren Libya arenasında tarafları yeniden birleştiriyor

parties dans l'arène libyenne, ce qui nécessite plusieurs mesures.

- Son pişmanlık fayda etmez.
- İş işten geçtikten sonra önlem almak için çok geç.

Une fois que le cheval s'est enfui, c'est trop tard pour fermer la porte de l'écurie.