Translation of "Tanıştı" in French

0.005 sec.

Examples of using "Tanıştı" in a sentence and their french translations:

Ebeveynlerin nasıl tanıştı?

Comment vos parents se sont-ils rencontrés ?

O, amcası ile tanıştı.

- Elle rencontra son oncle.
- Elle a rencontré son oncle.

O, Amerika'dayken onunla tanıştı.

Il l'a rencontrée quand il était aux États-Unis.

Karısıyla İnternet üzerinden tanıştı.

Il a rencontré sa femme sur Internet.

O onunla plajda tanıştı.

- Elle le rencontra sur la plage.
- Elle l'a rencontré sur la plage.

Tom cezaevinde John'la tanıştı.

- Tom a rencontré John en prison.
- Tom rencontra John en prison.

Onlar bir tanışma randevusunda tanıştı.

- Ils se sont rencontrés à une rencontre surprise.
- Elles se sont rencontrées à une rencontre surprise.

İl fuarında bir oğlanla tanıştı.

Elle a rencontré un garçon à la foire du comté.

Tom Boston'dayken Mary ile tanıştı.

Tom a rencontré Mary quand il était à Boston.

Tom, Mary'yle 1972 yılında tanıştı.

- Tom rencontra Marie en 1972.
- Tom a rencontré Marie en 1972.

O onunla bu sabah tanıştı.

Elle l'a rencontré ce matin.

O, onunla 3 yıl önce tanıştı.

Elle a fait sa connaissance il y a trois ans.

Tom ve Mary Yılbaşı partisinde tanıştı.

Tom et Marie se sont rencontrés à la fête du nouvel an.

Akşam partisinde güzel bir esmerle tanıştı.

Il a connu une jolie brune à la soirée.

Bir gün ormanda bir kurtla tanıştı.

Un jour, elle rencontra un loup dans les bois.

- Tom biriyle tanıştı.
- Tom birisiyle karşılaştı.

Tom a rencontré quelqu'un.

Onu gördü, onunla tanıştı. Defalarca kez yanına gittik.

Il l'avait vue et rencontrée. Il était venu tant de fois.

O, seyahatleri sırasında çok sayıda etkileyici insanlarla tanıştı.

Il a rencontré beaucoup de gens fascinants au cours de ses voyages.

Tom bir sanat okulunda okurken Mary ile tanıştı.

Tom a rencontré Mary alors qu'il étudiait dans une école d'art.

öğrencilerimle tanıştı ve daha sonra birlikte öğle yemeği yedik.

et il a rencontré les étudiants, puis après, on a déjeuné ensemble.

Tom ilk kez Mary ile Boston'da bir kafede tanıştı.

Tom a rencontré Mary pour la première fois dans un café à Boston.

Tom Mary ile bir partide tanıştı, ve o ilk görüşte aşktı.

Tom a rencontré Marie à une fête et ce fut l'amour dès le premier regard.

Tom geçen yıl Mary ile Tatoeba'da tanıştı ve şimdi onlar birlikteler.

Tom a rencontré Marie sur Tatoeba l'année dernière et maintenant, ils habitent ensemble.

Ama hızla güneye doğru yürüdü ... ve Agis ile tanıştı. Megalopolis kenti yakınlarındaki savaşta.

Mais il descend rapidement vers le sud et rencontre Agis près de la ville de Mégalopolis.

Kristof Kolomb bir zamanlar Cümle 47456'daki çocukla tanıştı ve onun gözlerini dünyaya açtı.

Un jour, Christophe Colomb rencontra l'enfant de la phrase 47456 et lui ouvrit les yeux sur le monde.