Translation of "Hayatında" in German

0.048 sec.

Examples of using "Hayatında" in a sentence and their german translations:

Ağlamamış hiç hayatında

habe nie in deinem Leben geweint

Hayatında biri var mı?

Gibt es in deinem Leben jemanden?

O, senin hayatında olağanüstü önemliydi.

Er war in deinem Leben von außerordentlicher Wichtigkeit.

Hayatında beyaz bir sayfa açtı.

Er schlug im Leben ein neues Kapitel auf.

Hayatında yeni bir kadın var.

Es gibt eine neue Frau in seinem Leben.

Tom hayatında hiç para çalmadı.

Tom hat in seinem ganzen Leben noch nie Geld gestohlen.

Tom hayatında hiç oy kullanmadı.

Tom hat noch nie in seinem Leben gewählt.

Insan hayatında muhtemelen başka hiçbir nesne

vielleicht kein anderes Objekt menschlichen Lebens,

üstelik normal hayatında soğuk bir adamdı

Außerdem war er in seinem normalen Leben ein kalter Mann

Hayatında bir amacı var, para kazanmak.

Er hat nur ein Lebensziel: Geld verdienen.

Onun hayatında yeni bir kadın var.

Es gibt eine neue Frau in seinem Leben.

Hayatında en çok kime saygı duyuyorsun?

Wen achtest du am meisten in deinem Leben?

O, hayatında zorlukları olanlara yardımcı olur.

Er hilft denen in Not.

Onun hayatında başka bir kadın var.

Es gibt eine andere Frau in seinem Leben.

Kaçınız, hayatında, belli bir hayvana değer verdi?

Wie vielen unter Ihnen hat ein bestimmtes Tier schon mal etwas bedeutet?

Sinema hayatında bir büyüme gösteriyordu Kemal Sunal

Kemal Sunal zeigte ein Wachstum in seinem Kinoleben

Hayatında geriye baktığında, o derin üzüntü duymuştur.

Sie bedauerte es zutiefst, als sie wieder auf ihr Leben zurücksah.

Hayatında bir kez olsun, sen tamamen haklısın.

Einmal in deinem Leben bist du genau richtig.

Bir sanatçının günlük hayatında neler olduğunu anlıyor muyuz

Verstehen wir, wie der Alltag eines Künstlers aussieht,

Bir çoğunuz bunu hayatında belkide ilk defa duyuyor

Viele von Ihnen hören es vielleicht zum ersten Mal in Ihrem Leben

Onun tüm hayatında okuyabileceğinden daha fazla kitapları var.

Er besitzt mehr Bücher, als er in seinem ganzen Leben lesen kann.

Hayatında biraz delilik olmayan düşündüğü kadar bilge değildir.

Wer ohne Verrücktheit lebt, ist nicht so weise, wie er meint.

Daha sonraki hayatında sana faydalı olacak kitapları okumalısın.

Du solltest solche Bücher lesen, die dir für dein späteres Leben etwas nützen.

Hayatında daha hiç sahip olmadığın bir şeyi istiyorsan, hayatında şimdiye kadar daha hiç yapmadığın bir şeyi yapmak zorundasın.

Wenn du etwas willst, was du noch nie hattest, musst du etwas tun, was du noch nie gemacht hast.

Hayatında ilk kez, Yuka, İngilizce bir kitabı okuyarak bitirdi.

- Das erste Mal in ihrem Leben hat Yuka ein Buch in englischer Sprache ausgelesen.
- Zum ersten Mal in ihrem Leben hat Yuka ein ganzes Buch auf Englisch zu Ende gelesen.

- Hayatında kaç defa aşık oldun?
- Hayatınızda kaç defa aşık oldunuz?

Wie oft warst du in deinem Leben schon verliebt?

- Babam hayatında hiç hasta olmadı.
- Babam hayatı boyunca hiç hastalanmadı.

Mein Vater war noch nie in seinem Leben krank.

O, hayatında bir doktora hiç başvurmamış olması gerçeğiyle gurur duymaktadır.

Er ist stolz auf die Tatsache, dass er nie in seinem Leben einen Arzt aufgesucht hat.

Ben senin hayatında olmasam da, sadece senin mutlu olmanı istiyorum.

Auch wenn ich nicht mehr in deinem Leben bin, möchte ich nur, dass du glücklich bist.

Ben senin hayatında olamasam da, sadece senin mutlu olmanı istiyorum.

Ich will nur, dass du glücklich bist, auch wenn das heißt, dass ich nicht mehr in deinem Leben sein kann.

Sen tamamen doğru söylüyorsun; alışkanlıklar insanların hayatında çok büyük rol oynar.

Du hast vollkommen recht; Gewohnheiten spielen eine sehr große Rolle im Leben der Menschen.

Fakat artık bizim okyanuslarda yarattığımız etkiler de gece hayatında yeni davranışlar doğurmaktadır.

Doch nun führt menschlicher Einfluss auf die Meere zu neuen nächtlichen Verhaltensweisen.

Bu sistem Rus köylü hayatında gelecek 200 yıl boyunca sürecek bir sistemdi.

Es war ein System das Russlands Bauernleben für 200 Jahre dominierte.

Sadece para uğruna mücadele eden, hayatında yaşamaya değer bir şeye sahip değildir.

Wer nur fürs Geld kämpft, hat nichts, wofür es sich zu leben lohnt.

Bir insanın hayatında beş trajedi vardır. Ne yazık ki, onların hangileri olduğunu bilmiyorum.

Es gibt fünf Dramen im Leben eines Mannes. Leider weiß ich nicht, welche das sind.

Tekrar inşa etmek ise çok daha zordur. Hayatında pişman olduğun bir şey var mı?

Aufzubauen ist viel schwerer. Bereust du etwas in deinem Leben?

Her şeyi, her zaman doğru yapmaya çalışan, belki de hayatında yapabileceği en güzel hatayı kaçırabilir.

Wer immer versucht alles richtig zu machen, verpasst vielleicht den schönsten Fehler seines Lebens.

Şurası muhakkak ki, günümüz toplumunda tüketimin insan hayatında önemli bir yere haiz olduğunu ve refah seviyesini ve mutluluğunu yakından alâkadar etmesinin tabii olduğunu söyleyebiliriz.

Man kann es in der heutigen Gesellschaft sicher selbstverständlich nennen, dass der Konsum eine tragende Rolle im Leben der Menschen spielt und auf das engste mit Freude und Glück verbunden ist.