Translation of "Osaka'da" in German

0.004 sec.

Examples of using "Osaka'da" in a sentence and their german translations:

Osaka'da doğdum.

Ich wurde in Osaka geboren.

Osaka'da kalıyorum.

Ich bleibe in Osaka.

Osaka'da yaşıyorum.

Ich wohne in Osaka.

Osaka'da kar yağdı.

Es schneite in Osaka.

O Osaka'da doğdu.

- Er wurde in Osaka geboren.
- Er ist in Osaka geboren.

O, Osaka'da yaşıyor.

Er lebt in Osaka.

- 1977 yılında Osaka'da doğdum.
- 1977'de Osaka'da doğdum.

Ich wurde 1977 in Osaka geboren.

- Annemin tarafından büyükannem, Osaka'da yaşıyor.
- Anneannem Osaka'da yaşıyor.

Meine Großmutter mütterlicherseits lebt in Ōsaka.

Osaka'da doğdu ve yetişti.

Sie wurde in Ōsaka geboren und aufgezogen.

Gelecek yıl Osaka'da çalışacağım.

Nächstes Jahr werde ich in Osaka arbeiten.

1977'de Osaka'da doğdum.

Ich wurde 1977 in Osaka geboren.

Altı yıldır Osaka'da yaşıyoruz.

Wir leben seit sechs Jahren in Osaka.

1977 yılında Osaka'da doğdum.

Ich wurde 1977 in Osaka geboren.

- Osaka'da yaşayan bir teyzem var.
- Osaka'da yaşayan bir halam var.

Ich habe eine Tante, die in Osaka lebt.

Osaka'da doğdum ama Tokyo'da büyüdüm.

Ich wurde in Osaka geboren, bin aber in Tokyo aufgewachsen.

Annemin tarafından büyükannem, Osaka'da yaşıyor.

Meine Großmutter mütterlicherseits lebt in Ōsaka.

Osaka'da doğdum ama Tokyo'da yetiştirildim.

Ich wurde in Osaka geboren, bin aber in Tokyo aufgewachsen.

Uzun zamandan beri Osaka'da mısınız?

Sind Sie schon lange in Ōsaka?

Ne kadar süredir Osaka'da yaşıyorsun?

Wie lange wohnst du schon in Osaka?

Tokyo'ya giderken Osaka'da mola verdim.

Auf dem Weg nach Tōkyō legte ich einen Zwischenhalt in Ōsaka ein.

5 Mart 1977'de Osaka'da doğdum.

Ich bin am 5. März 1977 in Osaka geboren.

Tokyo'ya gelmeden önce Osaka'da on yıl yaşadık.

Bevor wir nach Tokyo gekommen sind, haben wir zehn Jahre lang in Osaka gewohnt.

Osaka'da yaşayan amcam/dayım dün bizi ziyaret etti.

Mein Onkel, der in Osaka lebt, besuchte uns gestern.

İki erkek kardeşi var; biri Osaka'da diğeri Kobe'de yaşıyor.

Er hat zwei Brüder. Einer wohnt in Ōsaka und einer in Kōbe.

Başka bir deyişle, ilgili kişilerin dışında, Osaka'da sadece bir kişi bu olay hakkında biliyordu.

Mit anderen Worten: Außer den Betroffenen wusste nur eine einzige Person in Osaka von diesem Vorfall.