Translation of "Salatası" in German

0.006 sec.

Examples of using "Salatası" in a sentence and their german translations:

Patates salatası sever.

- Sie mag Kartoffelsalat.
- Sie isst gerne Kartoffelsalat.

Meyve salatası sever misin?

Magst du Obstsalat?

O patates salatası sever.

- Er mag Kartoffelsalat.
- Er isst gerne Kartoffelsalat.

Bir patates salatası yedik.

Wir haben Kartoffelsalat gegessen.

Patates salatası yapmayı düşünüyordum.

Ich habe überlegt, ob ich Kartoffelsalat machen sollte.

Tom bir Yunan salatası yedi.

- Tom aß einen griechischen Salat.
- Tom hat einen griechischen Salat gegessen.

O bir kale salatası yedi.

Sie aß einen Grünkohlsalat.

Bir at hıyar salatası yemez.

Ein Pferd frisst keinen Gurkensalat.

Mary ızgara tavuk salatası yedi.

Maria hat einen Grillhähnchensalat gegessen.

Bir ton balığı salatası yedim.

Ich habe einen Thunfischsalat gegessen.

Annem sık sık makarna salatası yapar.

Meine Mutter macht oft Nudelsalat.

O bir ringa balığı salatası yedi.

Er verzehrte einen Heringssalat.

Tom, parti için patates salatası hazırladı.

Tom hat für die Feier Kartoffelsalat zubereitet.

Tom ve Mary bahçelerinde marul salatası yetiştirirler.

Tom und Maria bauen in ihrem Garten Blattsalat an.

Tom Mary'nin patates salatası yapma tarzını seviyor.

Tom mag Kartoffelsalat wie Mary ihn macht.

Tatlı olarak size meyve salatası önerebilir miyim?

Darf ich Ihnen den Früchtesalat als Nachtisch empfehlen?

Tom patates salatası yapmak için patates haşlıyor.

Tom kocht die Kartoffeln, um Kartoffelsalat zu machen.

Mary bir kıvırcık lahana ve kinoa salatası yaptı.

Maria hat einen Quinoa-Grünkohl-Salat gemacht.

Waldorf salatası on dokuzuncu yüzyıldan bir Amerikan buluşudur.

Waldorfsalat ist eine amerikanische Erfindung aus dem 19. Jahrhundert.

Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.

Tom kaufte sich einen Eimer voll mit extrawürzigem Brathähnchen und eine Ladung Krautsalat.