Translation of "Yapılmasını" in German

0.012 sec.

Examples of using "Yapılmasını" in a sentence and their german translations:

Bir açıklama yapılmasını istiyorum.

Ich möchte eine Erklärung abgeben.

Sana yapılmasını istemediğini bir başkasına yapma.

Behandle andere so, wie du von ihnen behandelt werden willst.

Tom bir şeyin yapılmasını rica etmek yerine bir şeyin yapılmasını her zaman talep eden türden bir insan.

Tom ist die Sorte Mensch, die immer verlangt, nie darum bittet, dass man etwas tut.

Bir şeyin doğru yapılmasını istiyorsan, onu kendin yapmalısın.

Wenn man will, dass etwas richtig gemacht wird, muss man selbst Hand anlegen.

Yarına kadar bu iş için ödeme yapılmasını bekliyorum.

Ich rechne damit, bis morgen für diese Arbeit bezahlt zu werden.

Bu fotoğrafın en kısa sürede banyo yapılmasını istiyorum.

Ich möchte diese Fotografie so schnell wie möglich entwickelt haben.

Tom sadece yanında oturup Mary'ye zorbalık yapılmasını izleyemedi.

Tom konnte nicht nur dasitzen und zusehen, wie Maria drangsaliert wurde.

- Politikacı kongreye değişiklikler yapılmasını önerdi.
- Siyasetçi kongreye reform yapılmasını önerdi.
- Siyasetçi kongreye reformlar önerdi.
- Politikacı kongreye değişiklikler önerdi.

Der Politiker schlug dem Kongress Reformen vor.

Bir şeyin doğru yapılmasını istiyorsan, onu bazen kendin yapmalısın.

- Wenn man will, dass etwas richtig getan wird, dann muss man es manchmal eben selber tun.
- Bisweilen muss man sich der Dinge eben selbst annehmen, wenn man will, dass was draus werde.
- Wenn man will, dass etwas anständig gemacht wird, muss man zuweilen eben selbst Hand anlegen.

Sadece bana yapılmasını istediğin şeyi söyle ve onu yapacağım.

Sag mir einfach, was getan werden soll, und ich tu’s!

- Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma.
- Sana davranılmasını istediğin gibi davran.

Wie du willst, dass die Leute dir tun, so tue ihnen auch!

. Kendi adamlarına düzgün bir şekilde ödeme yapılmasını ve beslenmesini sağlamak için ilk önceliği yaptı

Er machte es sich zur obersten Priorität, dafür zu sorgen, dass seine eigenen Männer angemessen bezahlt und ernährt wurden - etwas, das