Translation of "Serin" in Italian

0.010 sec.

Examples of using "Serin" in a sentence and their italian translations:

Hava serin.

- È freddo.
- È fresco.
- È fresca.
- È fredda.

Sabahleyin hava serin.

La mattina l'aria è fresca.

Bugün biraz serin.

- C'è un po' di fresco oggi.
- Oggi fa un po' fresco.

O oldukça serin.

È abbastanza figo.

Bugün hava serin.

C'è fresco oggi.

İlaçlar da gayet serin. Onları mağarada serin tuttuk.

E le medicine sono belle fresche. Sono rimaste fresche nella caverna.

Burası çok daha serin.

Fa più freddo qua dentro.

Güzel, serin bir su.

Acqua bella fresca.

Hava yağmurdan sonra serin.

C'è fresco dopo la pioggia.

Ben çok serin hissediyorum.

Sento freddo da battere i denti.

Burada hava gerçekten serin.

Fa veramente fresco qui.

Bu gece daha serin.

- C'è più fresco stasera.
- C'è più fresco stanotte.

Serin bir sonbahar geliyor.

- Un autunno freddo sta arrivando.
- Sta arrivando un freddo autunno.

Çok daha serin olsa da...

È molto più fresco,

Onu serin bir yerde tut.

- Tienilo in un posto fresco.
- Lo tenga in un posto fresco.
- Tenetelo in un posto fresco.
- Tienila in un posto fresco.
- Tenetela in un posto fresco.
- La tenga in un posto fresco.

Bu sabah serin, değil mi?

- C'è fresco stamattina, vero?
- C'è fresco questa mattina, vero?

Serin mağarada mı, yüksek ağaçta mı?

Caverna fresca? O albero alto?

Serin olsalar da yağmalanmış ve kırılmışlar.

Anche se sono fresche, sono state devastate e rotte.

...ısıyı yayarak fili serin tuttuğunu gösteriyor.

che irradiano calore, mantenendolo fresco.

Vay canına, burası çok daha serin.

Wow, fa molto meno caldo quaggiù.

Aslında bunu hissedebiliyorum. Şimdiden daha serin.

Oh, riesco a sentirlo. Sono già più fresco.

Temmuz ayı için bugün hava serin.

C'è fresco oggi per essere luglio.

Evet, bu çamur çok güzel ve serin.

Tutto questo fango è proprio bello fresco.

Buranın ne kadar daha serin olduğu şimdiden hissediliyor.

Si sente subito che è molto più fresca.

Ancak avın gürültüsü serin gecede çok ilerilerden duyuluyor.

Ma il suono della caccia viaggia lontano nell'aria fresca della notte.

Ve bu ilaçlar için iyi olurdu. İçerisi çok serin.

gioverebbe alle medicine, perché è molto più fresca.

Bu onları serin tutacaktır. Hem gölgedeler hem de çamurda.

Resteranno belle fresche, all'ombra, sepolte nel fango.

Bu yüzden böcekler daha serin bir yerde saklanıyor olacaklar.

Le creature si nasconderanno ovunque possano stare fresche.

Bu kanyon yarığı da serin olduğu için hızlı buharlaşmıyor.

E poiché qui in fondo il canyon è fresco, l'acqua non evapora in fretta.

Ve bu ilaçlar için de iyi olur. İçerisi çok serin.

gioverebbe alle medicine perché è molto più fresca.

Bir yeraltı madeni, yüzeydeki sıcaklıktan 20-30 derece daha serin olabilir.

In una miniera sotterranea possono esserci 10 o 15 gradi in meno rispetto alla superficie.

Ken ile gidiyorum. O, serin, nazik ve akıllı. Dahası, o bekar!

Vado con Ken. È carino, gentile e intelligente. In più, è single!

Ama bunu yapmadan önce bu ilaçları halletmeliyiz. Onları serin tutacak bir şey yapmalıyız.

Ma prima dobbiamo sistemare le medicine e fare qualcosa per tenerle al fresco.

Bu ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

Non farà bene alle medicine. Ci serve un altro piano per tenerle al fresco.

Bu da ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

Non farà bene alle medicine. Ci serve un altro piano per tenerle al fresco.

Bu mağarada kamp yapabiliriz ve bu ilaçlar için de iyi olur. İçerisi çok daha serin.

Potremmo accamparci nella caverna, gioverebbe alle medicine perché è molto più fresca.