Translation of "Uzaktan" in Italian

0.008 sec.

Examples of using "Uzaktan" in a sentence and their italian translations:

Televizyonu uzaktan izlemelisiniz.

- Dovresti guardare la televisione da lontano.
- Dovreste guardare la televisione da lontano.
- Dovrebbe guardare la televisione da lontano.

Tom uzaktan izledi.

Tom guardava da lontano.

Uzaktan kumanda nerede?

Dov'è il telecomando?

Buna uzaktan cerrahi diyoruz.

La chiamiamo chirurgia a distanza.

O, uzaktan kumanda mı?

- È il telecomando?
- Quello è il telecomando?

Biz adayı uzaktan gördük.

Abbiamo visto l'isola da lontano.

Bana uzaktan kumandayı uzat.

Passami il telecomando.

O, ona uzaktan akrabadır.

- È lontanamente imparentata con lui.
- Lei è lontanamente imparentata con lui.

Uzaktan ne hacklenemez biliyor musunuz?

Sapete cosa si può hackerare da remoto?

TV için uzaktan kumanda nerede?

Dov'è il telecomando della TV?

Resim uzaktan daha iyi görünür.

- L'immagine appare migliore da una certa distanza.
- L'immagine è più bella da lontano.

Tom Mary'ye uzaktan kumandayı uzattı.

- Tom ha passato a Mary il telecomando.
- Tom passò a Mary il telecomando.

Ona uzaktan bakıldığında, o güzeldir.

Visto da lontano è carino.

Tom benim uzaktan bir akrabam.

Tom è un mio lontano parente.

Adacık uzaktan bir kaplumbağaya benziyordu.

L'isolotto assomigliava ad una testuggine da lontano.

Görünüşüne rağmen... ...aslında uzaktan bir akrabamızdır.

Nonostante l'apparenza, in realtà è un nostro lontano parente.

Uzaktan bakıldığında o güzel bir kadındır.

Vista da una certa distanza, è una vera bellezza.

- Uzaktan bakınca bu dağ Fuji dağı gibi görünüyor.
- Uzaktan bakınca bu dağ Fuji dağına benziyor.

Vista da lontano, questa montagna sembra il monte Fuji.

Uzaktan çalışmanın içine kapanık insanların rüyası sanabilirsiniz.

Pensereste che lavorare da remoto sia il sogno degli introversi:

Uzaktan kumandayı alın ve bir karar verin.

Quindi, afferra il telecomando e decidi.

Uzaktan kumandanızı alın ve bir karar verin.

Afferra il telecomando e decidi.

Uzaktan bakıldığında, bir insan yüzü gibi görünüyordu.

- Vista da lontano sembrava un volto umano.
- Visto da lontano sembrava un volto umano.

Uzaktan bakıldığında, kaya insan yüzü gibi görünüyordu.

- Vista da lontano, la pietra sembrava una faccia umana.
- Vista da lontano, la pietra sembrava un viso umano.
- Vista da lontano, la roccia sembrava una faccia umana.
- Vista da lontano, la roccia sembrava un viso umano.

Bir arkadaşım Emily Dickinson ile uzaktan akraba.

- Un mio amico è imparentato alla lontana con Emily Dickinson.
- Una mia amica è imparentata alla lontana con Emily Dickinson.

Uzaktan kumandanızı alın ve hemen bir karar verin.

Afferra il tuo telecomando e decidi in fretta.

Hadi, uzaktan kumandanızı alın ve bir karar verin.

Afferra il telecomando e prendi una decisione.

uzaktan sensörlü verilerin ötesinde bir şeye ihtiyacımız var:

ci serve di più, oltre ai dati provenienti dal telerilevamento.

Uzaktan bakıldığında, kaya eski bir kale gibi görünüyordu.

Vista da lontano, la roccia assomigliava a un vecchio castello.

Uzaktan bakıldığında, büyük kaya eski bir kale gibi görünüyor.

Vista da lontano, la grande roccia sembra un vecchio castello.

Uzaktan görüldüğünde, o kaya bir insan yüzü gibi görünüyor.

Vista da lontano, quella roccia sembra un volto umano.

- Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
- Davulun sesi uzaktan hoş gelir.

- L'erba del vicino è sempre più verde.
- L'erba del vicino è sempre la più verde.

- Hava açıkken Fuji Dağı uzak mesafeden görülebiliyor.
- Hava açıkken Fuji dağını uzaktan görebiliriz.

In una bella giornata si può vedere il monte Fuji in lontananza.