Translation of "Almayı" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Almayı" in a sentence and their japanese translations:

Kitabı almayı başardım.

- 私はその本を上手く手にいれた。
- うまいこと、あの本を手に入れることができたんだ。

- Ah, süt satın almayı unuttum.
- Ah, süt satın almayı unutmuşum.
- Ah, süt almayı unutmuşum.

あ、牛乳買うの忘れてた。

Tüm seçeneklerinizi dikkate almayı

すべての選択肢を考慮しないで

O, sadaka almayı reddetti.

彼女は施しを受けることを拒んだ。

O, rüşvet almayı reddetti.

彼は賄賂の受け取りを拒否した。

O, parayı almayı reddetti.

彼女は金の受け取りを拒絶した。

Bir şemsiye almayı unutma.

傘を持って行くのを忘れないで。

Ah, tofu almayı unuttum.

あ、お豆腐買うの忘れてた。

Biraz süt almayı unutma.

- 必ずミルクを買ってきてね。
- 絶対牛乳買ってきてよ。

Bir makbuz almayı unutma.

必ず領収書をもらいなさい。

Ders kitabını almayı unuttum.

教科書を買うのを忘れてた。

Tom ilacını almayı bıraktı.

トムは薬を飲むのをやめました。

Sizden haber almayı umuyorum.

ご連絡をお待ちしております。

Giderken şemsiyeni almayı unutma.

お帰りのさいには傘をお持ちになるのを忘れないでください。

Yardım almayı gerekli buldum.

助けを得る必要があると思った。

Değerlerimizi çiğnemeden sosisi almayı başarırsak

もし私たちの価値観を歪める事なく ソーセージを手に入れられれば

Bilet satın almayı size bırakacağım.

切符の手配は君に任せよう。

Amcamızdan bir hediye almayı umuyoruz.

叔父から贈り物をもらえるものとと楽しみにしています。

Sizden haber almayı sabırsızlıkla bekliyoruz.

我々は君からの便りを待っています。

Yarın o kitabı almayı unutmamalıyım.

- 明日忘れずにその本を買わなくちゃいけない。
- 私は明日忘れずにその本を買わなければいけない。

Paranızı geri almayı neden denemiyorsunuz?

君はどうして自分の金を取り戻そうとしないのか。

Ben onu almayı göze alamam.

私には買えない。

O, arabayı almayı planlıyor musunuz?

あの車を買うつもりですか。

Mektubunu almayı dört gözle bekliyorum.

君から手紙が届くのが楽しみです。

Olumlu cevabını almayı sabırsızlıkla bekliyorum.

- 良い返事をお待ちしております。
- 良い御返事をお待ちしております。
- 良いご返事をお待ちしております。

Birkaç yeni mobilya almayı düşünüyoruz.

私達はいくらか新しく家具を買いたいと思っています。

Bir araba almayı göze alamam.

僕には車を持つ余裕がない。

Yanına bir şemsiye almayı unutma.

- 忘れずに傘を持って行きなさい。
- 傘を持って行くのを忘れないで。

Senden mektuplar almayı iple çekiyorum.

君から手紙が届くのが楽しみです。

Tüm eşyalarınızı yanınıza almayı unutmayın.

持ち物を忘れないように気をつけなさい。

Onu satın almayı göze alamam.

- 私には買えない。
- 高くてとても手が出ないよ。
- 買える余裕なんてないよ。

Cevabını almayı dört gözle bekliyorum.

お返事お待ちしております。

Buradan ayrılırken şemsiyeni almayı unutma.

ここを出るとき、自分の傘を持って行くことを忘れないでください。

Sabırsızlıkla acil cevabını almayı bekliyoruz.

あなたからすぐに返事がもらえることを楽しみにしています。

Yarın sabah beni almayı unutma.

- 明日の朝迎えに来るのを忘れないでね。
- 明日の朝、忘れずに車で迎えに来てよ。

Tom şemsiyesini yanına almayı unuttu.

トムは傘を持っていくのを忘れた。

- Yağmur olasılığına karşı şemsiyeni almayı unutma.
- Yağmur yağma ihtimaline karşı şemsiyeni almayı unutma.

雨が降るといけないから、かさを忘れずに持って行ってね。

Önüne geleni almayı bıraksan iyi edersin.

手当たり次第に買物をするのはやめたほうがいいですよ。

Yanına bir fotoğraf makinesi almayı unutma.

カメラを持っていくのを忘れないでください。

Satın almayı planladığın araba ne kadar?

君が買う予定をしている車はいくらですか。

Bir bisiklet satın almayı göze alamadım.

僕には自転車を買う余裕なんかなかった。

Kahve yerine çay almayı tercih ederim.

コーヒーよりお茶の方がいい。

Onu bir kalem satın almayı düşünüyorum.

私は彼にペンを買ってあげるつもりです。

Yeni bir araba almayı göze alamam.

私には新車を買う余裕はないんです。

Ben onu satın almayı göze alamam.

高すぎて手が出ませんよ。

Pahalı bir araba almayı göze alamam.

私には高価な車を買う余裕がない。

Yeni bir bilgisayar almayı planlıyor musun?

新しいコンピューターを買う計画を立ててるの?

Yeni bir şemsiye satın almayı planlıyorum.

私は新しい傘をかうつもりです。

Kısa sürede sizden haber almayı umuyorum.

すぐに連絡いただけるといいのですけど。

Siparişinizi almayı dört gözle bekleyebilir miyiz?

ご注文いただけると考えてよいでしょうか。

Yakında sizden haber almayı sabırsızlıkla bekliyoruz.

あなたからのお便りを楽しみにまっています。

Ben bir araba almayı göze alamam.

- 車を買う余裕なんてないよ。
- 私にはとても車を持つ余裕はない。

Bu sürecin bana risk almayı öğrettiğini hatırlatıyor.

リスクを冒すことの 意義を思い出させてくれるのです

Öyle bir şeyi satın almayı göze alamam.

そんなものを買う余裕はないよ。

Ben yeni bir palto almayı göze alamam.

私は、とても新しいコートは買えない。

O, yeni bir araba almayı göze alamaz.

彼は新しい車を買う余裕がありません。

Ben, İngilizce konuşabilen birini işe almayı düşünüyorum.

私は、英語を話せる人を雇うつもりだ。

Bir aşçılık okulunda birkaç ders almayı düşünüyor.

彼女は料理学校で2、3のコースを取ろうかと考えている。

Yarın saat 6'da beni almayı unutma.

- 忘れずに明日6時に迎えに来てください。
- 明日6時に迎えに来るの忘れないでね。

Seyahatiniz hakkında haber almayı dört gözle bekliyoruz.

私たちは、あなたの旅行の話を聞くのを楽しみにしています。

O, onun için bir hediye almayı unuttu.

彼は彼女にプレゼント買った事を忘れた。

Böylesine pahalı bir arabayı almayı göze alamam.

そんな高い車を買う余裕はありません。

İstediğim her şeyi satın almayı göze alamıyorum.

欲しいもの全部買える余裕はないよ。

Tom, bir ev satın almayı göze alamaz.

トムには家を買うだけの余裕はない。

Zehir nefes almayı zorlaştırıyor, sonra da felç başlıyor.

呼吸困難に続き 麻痺が起こります

Bu adamın almayı umduğu işi alması doğru mu?

この人が望む仕事を得るのは 正当なことなのか?

Yağmur yağma ihtimaline karşı bir şemsiye almayı unutma.

雨が降るといけないので、忘れずに傘を持って行け。

Ondan kaçınabilirsem herhangi bir ilaç almayı tercih etmiyorum.

できれば薬は飲みたくないのですが・・・。

En kısa sürede fiyat teklifini almayı sabırsızlıkla bekliyoruz.

できるだけ早くお見積書をいただけますようにお願いします。

Sizden tatminkar bir yanıt almayı dört gözle bekliyorum.

良いご返事をお待ちしております。

Biz onun haberi olmadan onu geri almayı başardık.

私達はどうにか彼女に知られずにそれを元に戻した。

Tom sonunda Mary'nin gerek fikrini ondan almayı başardı.

トムはついにメアリーから本音をなんとか聞きだすことができた。

Ben bu kitabın iki kopyasını satın almayı umuyorum.

この本を二冊ほしいと思っています。

Birkaç yıl sonra, hayatımda bazı şeyleri kontrole almayı başardım.

数年が経って 少しは 生活を立て直すことができました

Almayı istediğimiz derslere kayıt yaptırmak için yarın okula gidiyoruz.

明日は履修届けを出しに学校へ行きます。

Yabancı ürünler yerine yerli ürünler almayı için tercih ederim.

私は外国製品よりもも国内製品を買う方が好きだ。

O mağazadan bir bilgisayar almayı ciddi olarak düşünüyor musun?

本気であの店からコンピューターを買おうと思っているんですか?

O eski arabayı satın almayı ciddi olarak düşünüyor musun?

あの古い車を本気で買おうと思っているんですか?

Almaya gücüm yeter yetmez yeni bir araba almayı planlıyorum.

- 余裕ができ次第すぐ新しい車を買う予定です。
- 余裕ができたらすぐにでも新しい車を買うつもりです。

Onlardan 3000 tane almayı kabul edersen, sana %3 indirim yaparız.

3000個お買い上げいただければ、3パーセント割引いたします。

Ben şikâyet ettim fakat onlar bu kazağı geri almayı reddetti.

私は苦情を言ったが、店ではこのセーターを引き取るのを拒んだ。

3000 adet satın almayı kabul ederseniz yüzde 3 indirim yapacağız.

3000個お買い上げいただければ、3パーセント割引いたします。

Erkek arkadaşım para biriktirmeyi ve bir spor araba almayı planlıyor?

私の彼氏は、お金をためてスポーツカーを買う計画がある。

- İlk yardım setini almayı unutma.
- İlk yardım setini götürmeyi unutma.

- 救急箱、忘れずに持ってきてよ。
- 救急箱、持ってくるの忘れないでよ。

Tom'un daha küçük bir araba almayı düşünüp düşünmediğini merak ediyorum.

トムは今までに小型車の購入を考えたことがあるのだろうか。

- Yanına bir fotoğraf makinesi almayı unutma.
- Yanına kamera getirmeyi unutma.

カメラを持っていくのを忘れないでください。

Ilerideki güzergâh da zor kararlar almayı gerektiren engellerle dolu olacak demektir.

困難(こんなん)な障害物(しょうがいぶつ)はたくさんある 決断(けつだん)を迫(せま)られるぞ

Lütfen, bu ilacı günde iki kez almayı unutma, sabah ve akşam.

朝と夜の一日二回、食後にこの薬を忘れずに飲んでくださいね。

- Almayı istediğim şey tam olarak buydu.
- O tam olarak almak istediğim şey.

それがまさしく私が買いたかったものです。

Yeni bir araba bir yana, kullanılmış bir araba almayı bile göze alamam.

私は中古車を買う余裕などなく、ましてや新車などはもってのほかだ。

- Yeni bir bisiklet almayı göze alamam.
- Yeni bir bisiklet almaya bütçem elvermez.

私には新しい自転車を買う余裕がない。

Kendini bir şekilde en az tehlikeli olan yere almayı başarmış. Yani köpek balığının sırtına.

‎どういうわけか彼女は ‎一番 安全な場所にいた ‎サメの背中だ

Mary tam yatmadan önce banyo yapmayı tercih ederken Tom sabahleyin duş almayı tercih eder.

トムは朝シャワーを浴びるほうが好きだが、メアリーは寝る前に風呂に入るほうが好きだ。

Yeni bir bisiklet almayı göze alamıyorum, bu yüzden bu eski bisikletle idare etmek zorunda kalacağım.

新しいバイクは買えないのでこの古いやつでなんとか間に合わせなくてはならないだろう。

- Jack, yeni bir bisiklet satın almayı göze alamaz.
- Jack'in yeni bir bisiklet satın almak için parası yok.

ジャックには新しい自転車を買う余裕がない。

- Yeni bir araba almayı göze alamam.
- Yeni bir araba almaya gücüm yetmez.
- Yeni bir araba almak için param yok.

- 私には新車を買うゆとりは無い。
- 私には新車を買う余裕はないんです。
- 新車を買う余裕なんてないよ。